Ortadoğu kriterleri

 

E-posta yoluyla gelen basın açıklamasını okuduğumda ilk önce ‘kredi kartlarınız geçmişe dönük aidatlarını hemen alırız’ minvalindeki, makinenin konuştuğu bilgilendirme telefonlarının etkisini yarattı bende. Kredi kartı aidatlarını geriye dönük olarak 10 yıllığına tahsil edebilen var mı bilmiyorum ama bu da öyle bir şey mi acaba? Şöyle diyor açıklamada:

Avrupa Birliği ve TSE’nin kriterlerine, Ulaştırma Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün uyarılarına rağmen belediyeler gelişigüzel kasisler yapmaya ve yapılmasına müsaade etmeye devam ediyor. Gelişigüzel yapılmış olan kasisler için araç sahipleri belediyelere tazminat davası açabilecek. Gerekçe ise araçların aldığı hasarlar ve kazalara sebebiyet vermek. Avukat Cevat Kazma , şöyle diyor: “Tüketiciler hasara uğrayan araçları için belediyelere tazminat davaları açabilir.”  

İyi güzel söylüyor…

Evet kasisler tam bir garabet. Hiçbir gelişmiş ülkede yok. Gerçi oralarda sıradan bir yaya geçidinde hem yaya yayalığını bilir hem de sürücü…

Kamuya dava açmak ve tazminat kazanmak… Kulakta yarattığı tını çok hoş. Kendi kişisel düşünce dünyamda kamunun tüm hatalı davranışları, hizmetleri, uygulamaları için ‘Ah bir dava açılsa da günlerini görse’ görüşü çok yaygın ama…  

Avrupa Birliği kriterleri mi? Pöh!!!! 

Tazminat kazanmak için en önemli argümanınız buysa, artık hiç şansınız yok…    

Halbuki bir nesil böyle heba olduk biz. 

Önce Maastricht, sonra Kopenhag’tan gelen kriterlerin peşinden sürüklendik 1993 yılından bu yana… Fena mı oldu. Hiçbir şekilde. Ben Kopenhagcı oldum hep. Onu tutturursak arkasından Maastricht gelirdi zaten! Neyse bunların hiç önemi yok artık. Kağıt üzerinde de olsa kriterleri tutturduk mu tutturmadık mı; kaçıncı fasıldayız gibi dertlerimiz de… Sevgili devlet büyüklerimizin “Sen kendi işine bak. Senden mi öğreneceğiz” dediği bir birliğin kriterlerini ne yapalım ki zaten! AB maceramızın yönü Ortadoğu’nun çıkmaz yollarına döndü şimdi…

Bu arada nedir hep bir maddiyat, hep bir mal kaygısı. Medeniyet ararken ilk kriteriniz can güvenliği olsaydı keşke. Kasisleri sorgularken yaya geçidinde bile araçlarını insanların üzerine sürenlerin de peşine düşseniz keşke.

Türkiye’nin, özellikle de İstanbul’un trafik sorunundan öte bencillik, saygısızlık ve hatta terbiyesizlik sorunu var. Bu üçünü çekin trafikten, kaybınız sadece zaman olur. Sağlığınız, psikolojiniz yerinde kalır…

Bunun için de ilk yapılması gereken trafik derslerini kaldırmaktır tabii ki! Ne işe yarıyor ki zaten? Trafikte bir sorununuz olduğunda önce bilek gücüyle çözersiniz. Milli sporumuz beyzbol sopaları çok işe yarar bu konuda. Olmadı iman gücüyle halledersiniz… 

BELEDİYELERE BİRKAÇ FAYDALI BİLGİ 

Açıklamada faydalı bilgiler de var aslında. Kasis yapanların işine yarar belki. Uygun kasis nasıl olmalı? İşte bilgiler: 

* Yol kaplaması ile aynı malzemeden yapılmalıdır,

* Geceleri de görülebilecek şekilde boyanmalıdır,

* Kasis öncesinde ve sonrasında uyarı levhaları bulunmalıdır,

* Yolun belirli aralıklarına standartlara uygun olan sıklıkta yerleştirilmesi ve tümseklerin en ebatlarının belirlenen standartlara uygun olarak inşa edilmesi gerekmektedir,

* Ayrıca araçların dingil mesafeleri ile yolun yüksekliği göz önüne alınarak yüksekliklerinin 7.5 ila 10 cm arasında olması gerekir. 

 

Deveye sormuşlar… 

 

 

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.