Dünyanın en büyük motorsporları organizasyonlarından biri olan Formula 1, geçen sene pandemi nedeniyle seyircisiz yapılınca tüm izleyiciler de hayal kırıklığına uğramıştı. Bu yıl ise her şey olması gerektiği gibiydi; biletler alındı, izinler alındı ve 2021 sezonunun 16. yarışı Formula 1 Türkiye GP için yola çıkıldı.
Bu yıl seyircilerle birlikte takip edilebilen F1 yarışı, seyir zevki açısından düşük olsa da benim gibi ilk defa izleyenlere ve hayranlara çok heyecanlı anlar yaşattı.
Formula 1 Türkiye GP 2021 kazananı Valtteri Bottas oldu
3 günde 190 bin takip alan organizasyon, pilotlar ve takımlar için de “kusursuz” olarak nitelendirildi. Hatta, sadece yapılmayan yarışlar sayesinde takvime dahil edilen Türkiye GP’sinin önümüzdeki aylarda 10 yıllık bir sözleşmeyle organizasyona ana pistlerden birisi olarak katılması bekleniyor.
Pist tamam, pit tamam ve yarış tamam; Intercity ve F1 yöneticileri açısından her şey kusursuzdu… Ancak F1 için aylarca gün sayan, yağmura çamura rağmen yerini alan-alamayan seyirciler için durum pek de iç açıcı değildi.
Ulaşım
Türkiye’nin henüz yeni yeni ısınabildiği Formula 1 yarışları yaş grubu ayırmadan popüler bir organizasyon haline geliyor. Çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu seyircilerin yarışı izleyebilmek için atlatması gereken önemli bir problemi vardı… Ulaşım!
Yukarıdaki görselde belirtilen noktalardan piste ulaşım sağlanabiliyordu. Fakat pratikte 1 saate gidilebilecek yol, izleyicilerin çilesi haline geldi.
Çileye dahil olanlardan biri de bendim; 10:30’da Ümraniye’den çıktığım Istanbul Park yolculuğum yaklaşık 5 saat sürdü. Geçmiş bile desem yeridir, yarışı izlemeye girdiğimde çoktan 40 tur tamamlanmıştı bile.
Özel araç ile bilet çıkarma işlemleri ve az olan İstanbul trafiği ardından 12’ye yakın Tuzla tarafına kadar ilerlemiştim. Buraya kadar ortalama hızla kısa bir sürede geldiğimde işler yolundaydı; saat 13:30 / 14:00 civarı içeri girme planlarım İstanbul Park gişelerinden geçtikten hemen sonra suya düştü.
Gişelerden otoparka kadar yapabildiğimiz tek şey trafikte beklemek olurken; yarış startını izlemek de hayal oldu. Saat 15:00’a geldiğinde yalnızca İstanbul Park’a yaklaşabilmiştik ve otopark biletimize güvenerek, pistin etrafında 3 tur dolanacağımızdan habersiz bir de otopark trafiğine dahil olduk. Ve otoparktan tekrar otobüsle piste dönüş yaparak içeri ancak girebildik.
Vural AK Twitter’da x bir Formula 1 takipçisine; “Sorumlu davranıp erken geleceksin paşam… İnsanlara saygılı olacak, sıranı bekleyeceksin. Ederinin çok altında bir paraya aldığın biletinle her şeyi satın aldığını zannetmeyeceksin. Bir mesajla ayağına limuzin göndermemi mi istersin. Otoban trafiğine biz ne yapalım… insaf” demişti.
E insaf, yalnızca İstanbul Park girişlerinin neden olduğu bir trafik harici koca İstanbul bomboştu. Limuzin istemedik fakat sorun otoban trafiği de değilmiş! Otobüslerde bu trafiğe katlanan izleyiciler için durum daha da vahimdi.
Trafik nedeniyle saatinde yetişemeyen otobüsler ve bunun sonucu olarak geri dönüp seferini tamamlayamayınca; piste gelen ve gelemeyen yüzlerce kişi mağdur oldu.
Formula 1 Türkiye GP 2021 yarışına yurtdışından gelen ve VIP seyirciler için nasıl bir politika izlendiğini bilemiyoruz. Ancak, emniyet şeridinden çakarlarıyla geçen araçlar ve polislerin özel yönlendirmelerini göz ardı edemedik.
Tribüne İlk Adım
Yaklaşık 5 saat süren trafiğin ardından kaçınılmaz olarak yarışa geç kaldık, en azından bir 10 tur izleriz diye koşarak soluğu tribün kapısında aldık.
Giriş kontrolleri pratik ve hızlı bir şekilde yapılıyordu ve bu konuda herhangi bir aksaklık yaşanmadı. İçerideki Formula 1 coşkusuyla gözlerini pilotlardan ayırmayan seyirciler arasında biletinizin yerini bulmak neredeyse imkansıza yakın. Hal böyle olunca ben de platinum yazılı bilekliğimi alarak içeride kendime uygun bir yer bulma arayışına girdim.
Tribün karşısına koyulan küçük ekranlar, neredeyse işlevsiz hoparlörler ve heyecanla ayakta duran seyirciler nedeniyle yarıştan keyif almak çok zordu.
Sesine aşina olduğumuz Okay Karacan ve Serhan Acar gibi isimlerin müthiş anlatımının olmayışının yanı sıra; hiçbir şey de göremiyorsunuz. Mecburen diğer taraftarlara ayak uydurarak biraz itişme yaşadıktan sonra otomobil geçişlerine tanık olabildik.
Bunca trafik ve tribün problemlerine rağmen yarışı izlemek, özellikle ilk defa canlı olarak izlemek eşsiz bir deneyim yaşattı.
Festival Alanı
Etkinlik olarak burada yapabileceğiniz şeylerin sayısı çok kısıtlıydı. Pitstop Challenge ve benzeri bir kaç F1 simülasyonunun yanı sıra, yemekhane ve F1 store çadırları bulunuyordu.
Yemek fiyatlarının pahalı olacağını tahmin etmek zor değildi. Fiyatına rağmen verilen yemekler de sadece açlığınızı yatıştırabilir. Özellikle gençlerin bulunduğu bir ortamda en azından çayın pahalı olmaması gerekirdi.
Yurtdışı ürünlerini ülkemize kadar getiren F1 Store mağazalarına zahmetlerinden dolayı buradan teşekkürlerimizi sunalım. Mevcut döviz kuru nedeniyle sadece bir şapkaya 600 TL para vermeniz gerekiyor. Eğer yıl boyunca F1 gelecek ve şapka alacağım diye kenara para ayırmadıysanız, asgari ücretin yaklaşık 4’te 1’ini vermeniz gerekiyor.
4000 TL civarına kadar yükselen mont tarzı ürünlere yalnızca göz ucuyla bakarak, soluğu yanında fotoğraf çekebileceğim 2022 Formula 1 aracının yanında aldım.
Dönemeyiş
“Sorumluluk” alarak erken çıktık yarışa yetişemedik, “Ederinin altında aldığımız” platinum bilet ile izleyemedik, “Döviz kuru” nedeniyle tuttuğumuz F1 takımının şapkasına bir göz attık. Fotoğraflarımızı çekildik ve geri dönüş yoluna koyulduk.
Fakat sadece yola koyulduk çünkü girişte trafik nedeniyle içeriye sırayla peyderpey giren on binlerce izleyici çıkışta tek bir kapıdan çıkabiliyordu. Bu durumun olacağını fark ederek biraz ilerideki giriş kapısından çıkış yaparak otoparktaki aracıma yaklaşık 2 kilometre yürüdüm.
Seyircilerin tahliyesi ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmamış; binlerce kişi tek kapılı dar bir köprünün üzerinden aracına ve otobüse gitmeye çalışınca da izdiham oluştu. İzdihamı önlemek isteyen güvenlikler azar azar insan almaya başlayınca da köprü yerine festival alanı tarafında ve yollarda yoğunluk oluşturdu.
Bazı insanımsılar ise bu duruma tepki olarak; tabelaları söküp, telleri yırttılar ve yola çıktılar. Her ne kadar yönetim hatalı olsa da bunlar yaşanması gereken durumlar olmamalı. Herkes sinirli ve gergindi fakat yoğunluk olduğunu kabullenip yola koyulmanın mantıklı bir tercih olduğunu düşündü.
Saat 17:45’te biten İstanbul Park maceramızın ardından; akşam daha da çok olan ancak kontrol sebebiyle bekletilmeyen trafikle birlikte 4 saate yakın yolculukla yaklaşık 21:00’da Maltepe’ye inebildik.
Ulaşım sorunun çözülmesi, bilet fiyatlarında ya da kapasitede yeni düzenlemelerin yapılmasıyla Formula 1 izlemek daha eğlenceli hale gelebilir. Fiyatlandırmaların ve etkinlik alanlarının yeniden elden geçirilmesiyle de mevcut kitle daha fazla artırılabilir. Bu da dolaylı olarak Türkiye’nin yarış heyecanına ortak olan herkesin aynı keyfi almasını sağlar.
Umarım ki anlaşmalar yolunda gider ve içeri-dışarının ayırt edilmeden düzenlenmesiyle 10 yıl boyunca “kusursuz” bir etkinliğe ev sahipliği yaparız.
