Hedefler sessiz sedasız düştü, Peki bunu kim söyleyecek?
Şunu bilirim, şunu söylerim:
Türk otomotiv sektörü insan kaynağı açısından Türkiye’nin en kalifiye, dünyayla en entegre sektörüdür.
Mavisinden beyazına hangi renkte yakaya sahip olursanız olun durum budur.
Yıllarca uluslararası etkinliklerde özellikle sektör profesyonellerinin ‘yüksek kalifikasyonuna’ tanıklık etmiş biri olarak söyleyebilirim ki; bence Türk otomotiv sektörü bırakın yerli otomobil üretip tasarlamayı, başka ülkelere de bu konuda know-how aktarabilecek birikimde…
Ama…
Bu profesyonellik giderek sektörü zamandan ve uzamdan koparıyor gibi…
Etkisiz eleman gibi…
Benimki sadece bir hissiyat. Bilimsel temeli yok ama yine de ciddiye alınması gerektiğini düşünüyorum.
Bugün Türkiye’de hangi sektör ‘etkili eleman’ tartışılır elbette. Ancak Türkiye’nin en büyük sektörünün biraz daha ‘ben buradayım’ demesi gerekmez mi? Hadi yüksek sesle söylemiyorsunuz, fısıldayın bari. Patronlarınızı ikna edin derdinizi anlatmaya. Profesyonellik biraz da bunu gerektirir.
Dünyanın her tarafında profesyoneller politikaya karışmaz, doğru. Karışmasın da. Bahsettiğim o değil. Bahsettiğim ‘sektörün kendi varlığı’ için birkaç kalem edilebilmesi.
Bakın Brexit sürecinde İngiltere’de ticari işleri olanların hepsi şakır şakır konuştu, konuşmaya da devam etti. Kimse onlara politika yapıyorsun demedi.
Bu ülkede taksicilerin bile sizden fazla sesi çıkıyor. İstanbul’da hepi topu 16 bin ticari taksi var… Hadi çarpan etsisini hesaba kat, 4’le çarp yaklaşık 60 bin kişiyi ilgilendiriyor.
Peki siz kaç kişisiniz?
Farkında mısınız?
Uzun zamandır sektörden hiç kimse hiçbir olumsuz gelişmeyle ilgili ‘ama’ bile demiyor.
Başkalarının demesini bekliyor. Mesela basının…
Benden duymuş olmayın ama öyle bir basın artık yok.
Niye olsun ki?
Sizin kendi ağzınızdan söyleyemediğinizi basın niye sizi gizleyerek, sizin için söylesin ki?
Neden yapsın böyle bir cengaverliği?
Kendi kendinize uyguladığınız otosansür basını fersah fersah geçti.
Haberler tek kutuplu
Haberler artık genellikle tek kutuplu. O da otomobil modellerinin tanıtımından ibaret. Şimdilik çöpsüz üzüm. Peki sonrası? Bu kadar mikroya indirgenmiş dev bir sektör, gelecek açısından bir tek beni mi endişelendiriyor.
Bütün bunları yazmaktaki bir hedefim var, o da sektörün ‘hedeflerinin’ revize edilmesi.
Konuşulanlara göre, bu yılbaşında 2018 yıl sonu için sektör tarafından konulan 925-975 bin aralığındaki pazar hedefi 850 bin adede inmiş.
Zaten rakamlar da bunu söylüyor. Satışlar Haziran ayından itibaren 80 binin üzerine çıkmazsa -ki çok zor görünüyor-ilk hedefi yakalamak neredeyse imkansızlaştı.
Konuşulanlara göre diyorum.
Çünkü sektörden tek bir kişi bile çıkıp suya sabuna dokunmayan bu kadar basit bir ‘revizyonu’ bile talaffuz edemiyor… muş!
