Belma Toprak: 76 gün sonra trafikte neler oldu

Uzun zaman sonra trafikteyim. Sudan çıkmış balık gibi hissettim. Hemen geçti bu his. Trafikte değişen bir şey yok. Karantina öncesinden hallice. Hiç özlememişim. Bir de trafikte daha az lüks araç var. 76 gün sonra trafikte yazısı işte böylesi bir adımla şekillenmeye başladı.

Evden çıkarken ‘40-45 dakikada giderim’ diyordum…

Yaklaşık 45 km’lik güzergahımın sonunda normal zamankinden farklı olarak sadece 10-15 dakika daha erken hedefe varmıştım. Yani 1 saat 15 dakika civarında sürdü.

İnsanın gerçek hayatla bağının kesilmesinin minyatür bir örneği gibi bu. Kulaktan dolma duyduklarınızı ve tahminlerinizi, sahada yaşananların yerine koyuyorsunuz. Bir süre sonra hiç de gerçek olmayan gerçeğiniz bu oluyor…

Geçen hafta içinde bir gün, üzerinden tam 76 gün geçtikten sonra aracımın direksiyonuna geçip, D100 Karayoluna çıktığımda; kendimi sudan çıkmış balık gibi hissettim. Geçen sürede sadece haftada bir-iki kez 2 km mesafedeki markete gidip gelmek için araba kullanmıştım.

76 gün sonra trafikte

76 gün sonraki ruh halim ve izlenimlerim şöyle:

Trafik karantina öncesi dönemden halliceydi. Özel aracı olanlar toplu taşıma kullanmak yerine tedbir olsun diye kendi araçlarıyla trafiğe çıkıyorlar sanırım. Aynı benim gibi. Halbuki ben her şeye rağmen metrobüsle gitmek istedim ama eşim olacak şahıs hiç desteklemedi bu fikrimi… Artık nasıl nefret etmişsem İstanbul trafiğinden. Korona bile değiştiremedi bu nefretimi.

Kurallara uyulmasında-uyulmamasında, sürücülerin birbirlerine olan saygısında-saygısızlığında, terbiyesinde-terbiyesizliğinde değişen bir şey yok. Bu arada tali yol trafiğinde olağanüstü bir kuralsızlığın zirve yaptığını da dip not olarak ekleyeyim. Birçok kuralsızlığı geçtim, çevre yollarının klasiği slalomlar tali yollarda da tehlikeli boyutlara gelmiş durumda. Karantinada biriken enerji fazlasının dışavurumu belki ama hepimiz için, en çok da çocuklarımız için çok ama çok tehlikeli bir gidişat.

Bana mı öyle geldi bilmiyorum ama güzergahım üzerinde her zamankinden daha az lüks araç vardı. Lüks araç sahipleri için hayat eve sığmış belli ki…

Yazımın başında ‘Sudan çıkmış balık gibi hissettim’ diyordum. Hemen geçti bu his. Tatilden döndüğünüz ilk iş günü öğle olmadan hiç tatile çıkmamış gibi olursunuz ya, işte öyle bir şey…

Hani bazıları diyor ya; trafiğini bile özledim İstanbul’un.

Zerre kadar özlemedim ben.

Kötü olan özlenmez…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.