BMW dört “Süper Beyin” ile Çin Seddi’ni aşabilecek mi?

Efendim, toplanın hele, mühim bir meseleyi arz edeceğim. Hani bizim o yolların fiyakalı efendisi, “basınca giden, durunca bakan” dedirten Alman harikası BMW var ya… Meğer o da bizim gibi faniymiş, derdi varmış. Derdi ne mi? Biri Amerika’dan çıkmış, adını elektrik direğine veren bir mucit (Tesla), diğeri de Uzak Doğu’dan sel gibi gelen, pirinç pilavı yer gibi araba üreten bir alay yiğit (Xiaomi, BYD, Nio gibileri)… Bizim Bavyeralı ustanın pabucunu dama atmaya niyetlenmişler.

Hal böyle olunca, bizimkiler de “Eyvah, saltanat elden gidiyor!” demiş, kolları sıvamışlar. Münih’teki fuarda görücüye çıkaracakları, adına da pek havalı bir şey buldukları “Neue Klasse” (yani “Yeni Sınıf”) dedikleri bir platform icat etmişler. Sanki mektebe yeni başlayan çocuk gibi, otomobil defterini sil baştan yazacaklarmış. Bu daha başlangıç, arkadan 40 model daha yağdıracaklarmış. Belli ki hazırlık büyük!

Peki Neymiş Bu “Yeni Sınıf”ın Kerameti?

Şimdi azizim, sıkı durun. Arabanın içine tam dört adet “süper beyin” yerleştirmişler. Evet, evet, yanlış duymadınız, “süper beyin”. Bizde bir tane olunca idare ediyoruz, adamlar dört tane koymuş. Bu akıl küpü bilgisayarlar, arabanın motorundan frenine, müziğinden klimasına, hatta sizin yerinize araba kullanma işine kadar her şeye hükmedecekmiş. Yani anlayacağınız, artık kaputun altında sadece demir yığını değil, dört tane mühendis kafa çalışacak. Mevcut arabaların yirmi katı daha fazla işlem gücüne sahip olacakmış bu beyinler. Vay anam vay! Bizim eski modelin beyni olsa olsa abaküs kalır yanında.

Bu sayede ne olacakmış?

  • Menzil Derdine Son (Diyorlar): Tek şarjla 800 kilometre yol gidecekmiş. Yani İstanbul’dan atlayıp, şöyle bir Ankara’ya uğrayıp neredeyse geri döneceksin, daha şarj bitmeyecek.
  • Çay Molasında Şarj: Pil bitse bile dert değilmiş. 10 dakikalık bir mola verip bir çay içene kadar araba 350 kilometrelik menzili kapacakmış. Artık “şarj istasyonunda sabahladım” hikayeleri tarih olacak anlaşılan.
  • Camdan Gelen Görüntü: Direksiyonun önündeki o küçük ekranları da unutun. “Panoramic Vision” diye bir teknolojiyle, ön camın alt kısmı boydan boya ekrana dönüşecekmiş. Yol bilgisi, hız, her şey gözünüzün önünde, sinema perdesi gibi akacakmış.

İyi de Bu Değirmenin Suyu Nereden Gelecek?

Bütün bu tantana, bu “yazılım tanımlı araç” lafları boşuna değil elbet. Geleneksel üreticiler, yazılım işinde Tesla’nın ve Çinli gençlerin fena halde gerisinde kaldılar. Onlar arabaya “yürüyen bilgisayar” muamelesi yaparken, bizimkiler hâlâ “ne kadar sağlam çelik kullanırız” derdindeydi. Şimdi BMW, 10 milyar avrodan fazla parayı bu işe gömmüş, “artık bu yarışta ben de varım” diyor. Diyor demesine de, Çinli rakipler sadece yazılımda değil, maliyette de fena bindiriyor. Adamlar aynı arabayı neredeyse yarı fiyatına mal ediyor.

BMW’nin bir uyanıklığı da şu: “Pili kendimiz yapmıyoruz ama nasıl yapılacağını Çinli CATL gibi şirketlere biz tarif ediyoruz” diyorlar. Yani akıl bizden, yapması onlardan. Bu yeni nesil silindirik pillerle maliyeti yüzde 50 düşürdüklerini iddia ediyorlar. Bu sayede elektrikli arabanın kârı, benzinli kardeşini yakalayacakmış. Tam bizim usul, işi taşerona ver, müteahhit ol!

Sonuçta…

Anlayacağınız azizim, Bavyeralı usta, bütün yumurtaları bu “Neue Klasse” sepetine koymuş. Bu “süper beyinler” ve “yazılım harikaları” ile ya bu dağı aşıp Çin Seddi’ni fethedecek ya da yolda hepsini kırıp omlet bile yapamayacak.

CEO Oliver Zipse çıkmış, “Bu bir mihenk taşı olacak” diye nutuk atıyor. Analistin biri de “BMW tüm varlığını bu işe yatırdı, bu lansman Batılı üreticilerin kaderini belirleyebilir” diyor. Büyük laflar, büyük paralar, büyük iddialar…

Biz gariban tüketicinin aklındaki tek soru ise baki: Bütün bu “süper beyinler”, arabanın fiyatını da süper yapacak mı, yoksa biz yine arkasından el sallayıp “ne güzel gidiyor be!” demekle mi yetineceğiz?

Bekleyip göreceğiz, bekleyip göreceğiz…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.