Dünyanın en güçlü Duster’ı

Onun üretimine 2010 yılında başlandı. 8 yılda çok yol katetti. Üçüncü kez güncellenen, otomatik vitese dahi kavuşan haliyle yollarda. Ülkemizde en çok satan SUV listesinde bazen zirvede bazen de ikinci sırada yer alan Dacia Duster, 2018 yılında yenilendi ve yoluna devam ediyor. Ve yolların belki de en sıradan ama fiyatıyla en sıradışı SUV’u. 
Fakat Dacia marketing ekibine bu yetmiyor. Gözleri daha yukarılarda. Dünyanın dikkat ettiği Pikes Peak yarışına katılmak için kolları sıvamışlar. Bu yüzden Dacia ekibi bu zor yarışta ayakta kalabilecek ve hatta başarılı olabilecek bir Duster ortaya çıkarabilmek için yaratıcı masanın başına toplanmışlar. Önce dünyanın en zor ve tehlikeli yarışlarından biri olarak bilinen Pikes Peak hakkında bilgi verelim. Amerika’nın Colorado eyaletinde yer alan 4300 metre yüksekliğindeki dağın 2860’ıncı metresinden startı veriliyor. Parkur toprak ve asfalt olmak üzere iki karaktere sahip. Amerika’nın büyük V8 motorlu araçlarıyla dünyanın bir çok farklı noktasından gelen en güçlü arabalar herhangi bir güç sınırı olmadan bu yarışa katılabiliyor. Bu aşırı güç çılgınlığı içinde Renault – Dacia Grubu’nu görmek ilginçti. Çünkü bu markaların motor seçenekleri içinde bu yüklemeyi karşılayacak motor bulunmuyordu. Onlar da diğer ittifak üyesine gittiler. Çözüm bir diğer ortaktan geldi. İttifakın Japon ortağı Nissan markasının süper spor segmentindeki aracı Skyline GTR’ın VR 38 DETT motorunun bu iş için yeterli olacağına karar verilmiş. 6 silindirli 3800 cc turbo motor tamamen yeni baştan inşa edilerek 800 hp güce ulaştırılmış. Bu güce uyum sağlayabilmesi için yarış parkurlarının vazgeçilmezi Sadev tarafından geliştirilen sıralı sistem özel bir şanzıman eklenmiş. Duster’ın biyolojisi yüzünden GTR motoru aracın önüne sığmamış. Bu yüzden yeni motor aracın arkasına yerleştirilerek Duster’a bir ilk uygulanmış. En güçlü ve arkadan motorlu Duster ortaya çıkarılmış. Hafiflik konusunun önemi bilen mühendisler Duster’ı fiberglass, karbon fiber malzeme kullanarak tekrar inşa etmişler. Zaten arka tarafı tamamen motor olan aracın ön tarafı da hafif kompozit materyallerden yapılınca oldukça hafiflemiş. Arkadan itişli, 800 beygir gücündeki Duster’ı pistte kontrol edebilecek bir pilot gerekiyordu. Üç kez Trophée Andros şampiyonu olan Jean-Philippe Dayraut, Duster’ın direksiyonuna geçti. Bu arada bir talihsizlik de yaşandı. Test turlarında kaza yapan Duster, yarış gününe kadar adeta yeniden yapıldı. Sonuçta tamamı Open olarak adlandırılan ve güç sınırı olmayan kategoride 2011 yılına kadar yapılan en iyi üçüncü zamanı elde etmeyi başardı. 950 kilogram ağırlığındaki 800 hp gücündeki Dacia Duster, Pikes Peak’i 10 dakika 1.42 saniyelik süre ile tamamlayıp yarışın yapıldığı 2011 yılında 3. en iyi dereceyi almayı başardı. Ve işte O Duster ve pilotu…
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.