Hibrit otomobil mi, dizel mi, küçük benzinli mi?

Hibrit otomobil mi, dizel mi, küçük benzinli mi? Bu soru önümüzdeki dönemde sıkça karşımıza çıkacak. Dünyada bütün üreticiler temeli ekonomi ve çevreye dayanan yeni motor teknojileri geliştirmek zorunda. Türkiye’de ekonomik nedenlerle dizel ya da sonradan dönüşüm olarak LPG yüzde 75’in üzerinde yer tutuyor. Ama durum değişecek gibi görünüyor…

KPMG’nin yaptığı Küresel Otomotiv araştırmasında Türkiye’deki sürücülerin yüzde 43’ü, gelecek 5 yıl içinde araç almaları halinde hibrit elektrikli modelleri tercih edeceklerini söylemiş örneğin. Türkiye’deki otomotiv yöneticileri ise 2019’un otomotiv trendleri arasında hibrit elektrik hareketliliğinin ardından ikinci sırayı bağlanabilirlik ve dijitalleşmenin alacağını öngörmüş.

Dünya, geleneksel otomotiv endüstrisinin teknoloji ve telekom sektöründeki büyük oyuncularla ve devlet kurumlarıyla işbirliği yaptığı yeni bir ekosisteme doğru adım adım ilerliyor.

Paylaşım ekonomisi bu ekosistemde önemli bir rol oynuyor. Araç paylaşımının giderek artan popülerliği bunun sadece bir örneği. 2019’da Türkiye’deki otomotiv sektörüne yön verecek trendlerin başında hibrit elektrik hareketliliği geliyor.

Araştırmaya katılan otomotiv yöneticilerine göre 2019 trendlerinde ilk 5’te yer alan maddeler öncelik sıralamasına göre şöyle:

  • Bağlanabilirlik ve dijitalleşme
  • Bataryalı elektrik hareketliliği
  • Otonom ve sürücüsüz araçlar
  • Gelişen ülkelerdeki piyasa büyümesi
  • Sektör değişim geçiriyor

Dizeli elde tutmak cazip olmayacak

Rapora göre Türkiye’deki tüketicilerin yüzde 72’si, dizel araç almanın ya da elinde tutmanın artık kendileri için seçenek olmadığını söylüyor. Tüketicilerin yüzde 43’ü, önümüzdeki 5 yıl içerisinde otomobil alacak olsalar, güç aktarım teknolojisi olarak hibrit elektrikli modelleri tercih edeceklerini belirtiyor. Hibrit araçları sırasıyla, yakıt hücreleri elektrikli araçlar (yüzde 15), şarj edilebilen hibrit elektrikli araçlar (yüzde 15), iç yakımlı motorlar (yüzde 13), bataryalı elektrikli araçlar (yüzde 9) ve mesafesi uzatılabilen bataryalı elektrikli araçlar (yüzde 6) takip ediyor.

En büyük sorun şarj

Türkiye’deki yöneticilerin yüzde 39’u tamamen elektrikli araçlarla ilgili en büyük sorunun ‘şarj etme’ olduğunu belirtirken, yüzde 30’u ‘fiyat\masraf’ olduğunu söyledi. Yöneticilerin yüzde 83’ü, “Eğer elektrikli bir araç alırsam, araç üreticisinin her türlü şarj etme problemiyle ilgilenmesini beklerim (uygun bir elektrik sözleşmesi sağlanması, evde kullanım için şarj kutusu kurulumu, hızlı şarj etme hizmetleri, vb) ifadesine katıldıklarını ifade etti. Katılımcıların yüzde 61’i, enerji deposu olarak hidrojenin, geleneksel bataryalara göre çok daha tercih edilir olacağını düşündüklerini belirtti.

‘Otonom araçlar sorun yaratabilir’

Araştırmaya Türkiye’den katılan yöneticilerin yüzde 74’ü hem otonom, hem şoförlü araçların trafiğe birlikte çıkmaları durumunda ciddi güvenlik problemleri ve sorumluluk davalarına sebep olacağına inandıklarını söylerken, katılımcıların sadece yüzde 15’i bu görüşe karşı çıkıyor.

Müşteriye göre öncelik marka

Araştırma araç satın alma veya bir hareketlilik hizmeti kullanma konusunda karar verirken müşterilerin nelere dikkat edeceği konusunda tüketicilerle yöneticiler arasında görüş farklılıkları bulunduğunu da ortaya koydu. Araştırmaya katılan müşterilerin yüzde 69’u araç ya da hizmet alırken ilk dikkate aldıkları unsurun marka ve imaj olduğunu ifade ederken bu oran yöneticilerde yüzde 54’te kaldı.

Araştırmaya göre müşterilerin ödeme yapmaya hazır olduğu fonksiyonların başında yüzde 25’le navigasyon sistemi geliyor. Navigasyonu yüzde 21’le güç yükseltimi (motor gücü), yüzde 16’yla da medya kontrolü takip ediyor.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.