İlkine 259 firma katılmıştı

Dünyanın ilk otomobil fuarı 120 yıl önce, 1898 yılında Paris’te gerçekleştirildi. Yani benzinle çalışan ilk otomobilin icadından 11 yıl sonra

Vikipedi’ye göre, ilk fuara 269 firma katılmış. İlk fuarın ziyaretçi sayısı da 140 bin kişi gibi ciddi bir düzeye ulaşmış.

O günden bu yana dünyanın dört bir yanında düzenlenen ulusal ve uluslararası binlerce otomobil fuarında, otomobillerin kaydettiği aşamalar gözler önüne serildi.

Bugün geldiğimiz noktada ise otomobil fuarları, firmalar tarafından neredeyse dünyanın ‘en gözden düşen’ etkinliğine dönüşme yolunda. Otomotiv firmalarının katılımları açısından giderek düşen grafik bunu işaret ediyor.

Otomotiv üreticilerinin psikolojik üstünlüğü teknoloji firmalarına kaptırması; kendi fuarlarından ziyade teknoloji fuarlarını tercih etmesine neden olmaya başladı. Otomobil magazini, tasarım ve dört tekerlek bir şasiden çok, otomobil üzerindeki teknolojilere kaymış durumda… Bir otomobil kabini tekno kabin niteliğinde artık.

Katılmayan markalar çoğaldı

En çok da bu nedenden dolayı son 2-3 yıldır da dünyanın en büyük otomobil fuarlarına giderek daha fazla marka katılmıyor.

Keşke otomotiv firmalarının teknoloji fuarlarına akın etmesi yerine, teknoloji devlerinin otomotiv fuarlarına katılımının artırılması sağlanabilseydi.

Ekim ayı başında gerçekleştirilecek olan otomobil fuarcılığının başladığı şehir olan Paris Otomobil Fuarı’yla birlikte bu trend daha da hızlanmış görünüyor. Ford, Infiniti, Mazda, Mitsubishi, Nissan, Subaru, Volvo, Volkswagen, Fiat, Alfa Romeo ve Jeep, Paris Fuarı’na katılmayacak. Fuar tarihine kadar bu sayı artabilir.

Fuarlar etkisini yitirdi mi?

Daha etkin, daha verimli, daha ekonomik vs yöntemlere başvuran firmaların bu ‘özel ve sadece kendilerini bağlayan’ kararlarını sorgulamak yanlış olur.

Ancak bu kararlar bana biraz acımasızlık, biraz vefasızlık gibi geliyor.

Kendi sektörüne biraz ihanet gibi sanki…

Biraz tepeden bakma, biraz da küçümseme…

En azından Volvo’nun 10 ay sonraki Cenevre Fuarı’na katılmayacağını bir ‘bülten’ ile açıklaması bende bu son izlenimi yarattı. Çok da mütevazı ifadelerle yapılmış bir bülten (!)

Volvo Cars Strateji, Marka ve Perakende Kıdemli Başkan Yardımcısı Björn Annwall, şöyle diyor: “Geleneksel sektör etkinliklerine doğrudan katılım artık pek tercih edilen bir yöntem değil. İletişim yöntemlerimizi bizim mesajlaşma, zamanlama ve sunduğumuz teknolojiyle ne kadar bağdaştığı konusunda kişiye özel hale getirmeliyiz. Otomobil sergi organizasyonlarına asla, ‘Asla’ demiyoruz. Cenevre Otomobil Fuarı gibi faaliyetlerin devamını diliyoruz ve belki gelecekte tekrar katılım gösteririz.”

Böyle bir açıklama yapmaya firmanın hakkı var mı? Elbette ki var.

Peki çok mu gerekli? Bence hiç değil.

Duyurulmasından değil, bültenleştirilmesinden bahsediyorum…

Ki Volvo için bu yeni bir karar da değil. 4-5 yıl önce uluslararası otomobil fuarlarına katılmama kararı alan ilk uluslararası marka.

Bir markanın bir fuara katılmasından çok, katılmamasının ‘tanıtım’ unsuru olarak öne çıkması dikkat çekici.

Bu ‘katılmama’ trendi İstanbul Autoshow’u etkiler mi?

Bu trend bu kadar hızlı değilken bile oldukça olumsuz etkilemişti. Nisan 2019’daki katılımları çok daha olumsuz etkilemesi şaşırtıcı olmayacaktır.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.