Sürücüler direksiyonu bırakmıyor, siz bırakır mıydınız?

Bütün gelişmeler önümüzdeki dönemin elektrikli ve otonom yani kendi kendine giden araç çağı olacağına işaret ediyor. Adeta buna yönlendiriliyoruz. Otomotiv devleri, emisyon ortalamalarını da düşürecek elektrikli araç üretiminin peşinde. Ama bir de saf sürüş zevki, direksiyonda olma keyfi gibi klasikler var ki bundan pek söz edilmiyor. İşte bu dünya devlerinden biri çıktı ve gözümüze sokulan otonom araçlar projelerine karşı başka bir gerçeğe işaret etti.

Peki siz direksiyonu aracın elektronik beynine, sensörlere, kameralara bırakır mıydınız?

Böyle bir yolda otomobil kullanma keyfi araca bırakılabilir mi?

Sürüş keyfi mi o da ne demedi, sürücülere sordu…

Yeni Mazda Sürücü Projesi sürüş keyfinin Avrupa genelinde hala geçerli bir keyif olduğunu gösterdi. Sürücülerin yüzde 66’sı sürücüsüz otomobiller yaygınlaşsa bile geleneksel şekilde araç kullanmaya devam etmek istediklerini söyledi.

Buna karşılık yüzde 33’lük bir kesim sürücüsüz otomobiller dönemini beklediklerini dile getirdi.

Mazda tarafından yapılan bir araştırmaya göre, üç Avrupalıdan ikisi sürücüsüz otomobiller yaygınlaşsa bile araç kullanmaya devam etmek istiyor.

Mazda Drive Together kampanyasının bir parçası olarak başlatılan Ipsos araştırması kapsamında Avrupa’daki önemli pazarlarda 11 bin 8 kişinin katılımıyla gerçekleşen ankette, sürücülerin ortalama yüzde 66’sının sürücüsüz araçlar yaygınlaşsa bile direksiyon başında kalmak istediklerini ortaya çıkardı.

İngiltere, Almanya, Avusturya ve Polonya’da aracını kendisi kullanmak isteyenlerin yani otonom araçlar a sahip olma oranı yüzde 71’lere ulaşırken sadece İtalya’da yüzde  59 ‘da kaldı.

Bu arada Avrupa çapında genç yaş gruplarının otonom araçlar a büyük bir destek verdikleri sonucu çıkmadı. Yani gençler de direksiyonu ellerinden bırakmak istemiyorlar.

Hatta 18-24 yaş grubunun (yüzde 33) sürücüsüz araçların gelişi konusundaki beklentisi, 25-34 (yüzde 36) ve 35-44 (yüzde 34) yaş gruplarından daha yüksek değil.

Araştırma ayrıca, aşağıdaki istatistiklerde görüldüğü gibi, otomobil ve sürücü arasında önemli bir duygusal bağ olduğunu ortaya koyuyor.

Araştırmadan elde edilen diğer bulgular, Avrupalıların yüzde 54’ünün “sadece eğlenmek için” yolculuğa çıktığını gösteriyor. Bu oran İsveç’te yüzde 73 gibi yüksek bir değere ulaşırken İngiltere, Hollanda, Polonya ve Avusturya’da bu oran  yüzde 60’ı buluyor. Ortalama yüzde 53’lük bir kısım ise “araba kullanmanın A’dan B’ye ulaşmanın ötesinde” olduğunu düşünüyor. Polonya’da bu oran yüzde 66’ya yükseliyor.  yüzde55’lik kısım ise aileyle ve / veya arkadaşlarıyla birlikte araba kullanmanın “özel bir deneyim” olabileceğini düşünüyor. İspanya, İtalya, İsveç ve Polonya’da bu yüzde 60’tan da yüksek bir orana ulaşıyor.

TÜİK, eylül ayı verilerini açıkladı. Yollardaki araç sayısı 22 milyon sınırında. Ekim ve kasımı ekleyince ise

Diğer etkinliklerle karşılaştırma yapıldığında, yüzde 37’lik kısımın araba kullanmayı bilgisayar oyunlarına, yüzde 23’ünün ise dışarıda eğlenmeye ya da spor yapmaya tercih ettiği görülüyor. İngiltere’de yüzde 37’lik kısım spor yapmaktansa araba kullanmayı tercih ediyor.

 

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.