Peki yerli otomobil – Uluğ Aktunç

Gerçekten “lokomotif” sektör…

Ocak 2017 – Kasım 2017 döneminde, bir önceki yıl aynı döneme göre toplam üretim yüzde 16, otomobil üretimi yüzde 24 arttı. Toplam otomotiv ihracatı yüzde 19, otomobil ihracatı yüzde 28 artarak toplamda 1.216.000 (844.000’i otomobil) adet ülkemiz yapımı otomotiv ürünü yurt dışına ihraç edildi. Toplamda otomotiv ihracatıysa 26.5 milyar dolara ulaştı, bu geçen yıl aynı döneme göre yüzde 21’lik bir artışa tekabül ediyor. (Kaynak: OSD)

Yani 1…

İthalat yapsa da, bu sektör yıllardır artı veriyor. Yerlileşme oranlarını her sene artırıyor. Üretiyor, ülkenin cari açığına olumlu katkıda bulunuyor, yan sanayisiyle birlikte milyonlar bu sektörden ekmek yiyor. Peki, gereken teşvikleri alabiliyor mu? Bu konuda güzel destekler veriliyor, özellikle üretime yönelik, fabrika açmaya, büyütmeye, kapasiteyi artırmaya yönelik destekler veriliyor. Bu da zaten yukarıda bahsettiğimiz ihracat rakamlarına olumlu yansıyor, yansıyacak. Ya iç pazar, vergiler?

Sade ve basit bir vergi uygulaması yok. Çok daha az salınım yapan yeni nesil araçlara yüksek motorlu taşıtlar vergisi var. KDV, ÖTV, verginin vergisi var. Akaryakıtta da keza öyle. Milyonlarca insanın ekmek yediği, yan sanayisi, ana sanayisiyle, ortaya koyduğu üretimle ana sektör konumundaki otomotiv biraz daha desteği hak ediyor. Hurda teşviği gerek, çeşitli vergiler değil, net bir vergi olmalı ve makul oranlarda uygulanmalı, toplumun tüm kesimlerini alıcı yapabilmeli. 50 bin TL altında sıfır otomobil alma imkanı olmalı. Devlet bu şekilde sürümün artacağını ve daha çok gelir elde edeceğini idrak etmeli. Bu şekilde AB ortalamalarına yakınlaşmak da mümkün olacaktır hem sahiplik hem de kişisel konfor alanlarında.

Üretmek kutsaldır derim hep, üretim yapılan otomotiv fabrikalarını defalarca görme imkanım olduğu için gururla ifade edebilirim ki, ülkemiz dünya çapında bir üreticidir.

Gelelim yerli otomobile…      

Özellikle otobüs grubunda yerli ürünlerimiz yıllardır üretiliyor ve hemen hemen tüm dünyaya satılıyor zaten. Örneğin Paris’te Eiffel Kulesi’ne turist taşıyan ya da Budapeşte’de toplu taşımaya hizmet veren otobüslerimizi yerinde görebilir, yerlilik oranı oldukça yüksek olan bu araçlarla gurur duyabilirsiniz. Peki yerli otomobil? Bunun için de oldukça önemli firmalarımız bir araya geldi ve değerli bir konsorsiyum oluştu. Bu firmalar bu önemli, çok vurgulanan “yerli ve milli” işi mutlaka hakkıyla kotaracaktır. Artık kesinlikle elektrikli/hybrid olacak bu ürünle dünyada girilecek boşluklar bulmak, rekabetçi ürün ve hizmetler sunmak, doğru anlatmak, dünya çapında tanıtımlar yapmak şarttır. Bu ürünü üreteceğimiz segmentten, ihraç edilebilecek ülkelere kadar geniş bir araştırma yapıldığını düşünüyorum. Öyle önemli bir konu ki bu, araca vereceğiniz isim, model adı vb konular dahi o ürünün ömrünü doğrudan etkileyecektir. “Neden bu ürünü alayım?” sorusuna doğru cevaplar verebilmeliyiz.

Yani 2…             

Ülkemizin yüzakı sektörlerinin en başta geleni otomotiv. Yurtdışına bayrak diken, ülkemizi kalitesiyle tüm dünyada temsil eden sektör, en kaliteli insan kaynağına sahip sektör, sadece iç pazarla hayatta kalması mümkün olamayacak bir sektör olan otomotiv, daha çok devlet desteğini hak ediyor. Vergiler düzenlenmeli, basitleştirilmeli ve tüketici lehine yeniden ayarlanmalıdır. Yatırımlara verilen devlet teşvikleri en üst düzeyde devam etmeli, istihdam yaratan yatırımlar özellikle desteklenmelidir. Bu sayede 21. yüzyılın da, ülkenin de lokomotifi otomotiv olmaya devam edecek, katma değeri yüksek ürünlerimiz daima gurur kaynağımız olacaktır. 

ULUĞ AKTUNÇ

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.