TEB Cetelem araştırdı: Türkiye elektrikli araç “meraklısı” çıktı

ABD, Avrupa ülkeleri ve Japonya başta olmak üzere dünyada bir elektrikli ve hibrit araç çağı konuşuluyor. Ülkeler lasal zorunlulukların da etkisiyle 2021 yılına düşük zararlı gaz çıkaran araç modelleriyle girmek istiyorlar. Volkswagen, Mercedes, Renault, Nissan, Honda, Toyota gibi devler bu alanda milyarlarca euroluk yatırımlara imza atarken, hızlı davranıyorlar. Türkiye elektrikli yerli otomobili için şirket kurdu. Peki Türkiye bu gelişmelerin ne kadar içinde?

Tüketiciler elektrikli otomobilleri alacaklar mı? Satış adetlerine bakıldığında 50 adeti bulmayan satışlar, hibrit otomobilde biraz daha yukarılara çıkıyor. Peki ya sonrası?

TEB Cetelem, “Elektrikli Taşıtların Gizemi” başlıklı bir araştırma yaptırdı. İçinde Türkiye’nin de olduğu 16 ülkede, 11 bine yakın sürücüye ulaşan araştırma, tüketicilerin elektrikli araçlarla ilgili en güncel yaklaşımlarını öğrenmeyi hedefliyor.

Honda, Avrupa’da sadece elektrikli araç satmaya hazırlanıyor.

Pahalı, menzil kısa ve uzun şarj süresi

Araştırmaya göre, tüketicilerin büyük kısmı elektrikli araçları pahalı, menzili kısa ve şarj süreleri uzun bulduğunu söylüyor.

Cetelem Gözlemevi’nin araştırmasına katılanların öngörüsüne göre 2030 yılında dünyada satılan araçların yüzde 25’ini elektrikli araçların oluşturacak. Araştırmaya katılan Türk sürücülerin öngörüleri ise 11 yıl sonra Türkiye’de satılacak araçların yüzde 29’unun elektrikli araçlardan oluşacağı yönünde.

Elektrikli araç satışları ticari araçlarla da hacim kazanacak.

Konuyla ilgili 2019 elektrikli araçlar raporu ile 2012’de yayınlanan ilk elektrikli araçlar araştırması karşılaştırıldığında; 7 yılda tüketicilerin içten yanmalı motoru olmayan bu tip araçlara yönelik merakının arttığı görülüyor.

Sürücüler elektrikli taşıtlar için en önemli kriterlerden birini fiyat olarak belirtiyor. Menzil ve şarj alt yapısı son yıllarda çok fazla gelişme gösterdiği halde kafalardaki soru işaretleri ortadan kalkmış değil. Cetelem Gözlemevi 2019 raporu, bu üç unsurun tüketicilerin elektrikli otomobilleri benimsesindeki en önemli engeller olduğunu gösteriyor.

Türk tüketicilerinin yüzde 66’sı araç pahalı olduğu için almıyorum derken, şarj altyapısının yetersiz olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 39’da, şarj süresi çok uzun diyenlerin oranı ise yüzde 35’te kalıyor.

2030 yılında 100 satışın 25’i elektrikli otomobil olacak

Cetelem Gözlemevi raporuna bu yıl Norveç, elektrikli araç sahipliği konusunda Çin’le birlikte, diğer 14 ülkeye göre oldukça önde. Otomobil satışlarının yüzde 20,9’unu elektrikli, yüzde 31,3’ünü ise şarj edilebilir ve edilemez hibritlerin oluşturduğu Norveç’te; araştırmaya katılanların büyük çoğunluğu; çeşitli güçlü teşviklere rağmen elektrikli araçları pahalı bulduğunu söylüyor.

Elektrikli otomobil satışlarında Norveç ve Çin önde.

  • Bataryalar ucuzluyor, menzil artıyor kullanım maliyetleri giderek düşüyor
  • Elektrikli araçların 2030 yılından itibaren yaygınlaşacak olmasının birinci nedeni bataryaların ucuzlayacak olması.
  • 2010 yılında 1 kilovat saat için 1000 dolarlık bir maliyet söz konusuyken, bu rakam günümüzde 5’te 1 oranında geriledi.
  • Gelecekte ise 150 dolarların altına inmesi bekleniyor.
  • Bu da otomobillerin fiyatlarının düşmesini ya da ucuzladığı için daha yüksek kapasiteli bataryalar kullanılarak menzilinin artmasını sağlayacak.

Elektrikli araçlar ancak devlet teşvikiyle ilgi çekici hale gelebiliyor

Araştırma da gösteriyor ki tüketicilerin önemli bir kısmı elektrikli araçların yüksek satın alma maliyetlerine rağmen; kullanım sırasında enerji tüketimi ve servis-bakım giderleri açısından; klasik araçlara göre çok daha avantajlı olduğunun farkındalar.

Elektrikli araçlar yoğun ilgi gördükleri Çin ve Norveç’te ciddi devlet desteğiyle satılıyor. Çin’de devletin satın alma desteği araç başına 8.700 Dolar’a ulaşırken, Norveç’te bu destek 11.500 Dolar’ı aşıyor. Üstelik teşvikler sadece bununla da sınırlı kalmıyor. Elektrikli araç sahipleri otoyol ve feribotlardan da ücretsiz yararlanıp, bazı şehirlerde otopark ücreti de ödemiyorlar.

Ama elektrikli araçlar tıpkı raporun başlığında olduğu gibi gizemini muhafaza ediyor. Gelişmeler gelecekte elektrikli araç sayısının bugünden çok daha fazla olacağını ortaya koyuyor; ama içten yanmalı motorların birden bire sahneden çekileceğini de söyleyemiyor.

Elektrikli taşıtların, fosil yakıtla çalışan taşıtların yerini tamamen almasını beklemek ya da talep etmek de gerçek dışı, anlamsız ve hatta tehlikeli bulunuyor.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.