Avrupa Birliği’nin otomotiv sektöründe emisyon hedeflerini esneten ancak “Made in EU” (AB’de Üretilmiştir) şartını getiren yeni paketi, Türkiye otomotiv sanayisinde endişe yarattı. OSD Başkanı Cengiz Eroldu, Türkiye’nin bu tanımın dışında kalmasının Gümrük Birliği’ni işlevsiz kılabileceği uyarısında bulundu.
AB Otomotiv Paketi: 2030 Yasakları ve Yeni Teşvikler
Avrupa sanayisi, özellikle otomotiv sektöründeki 2030 yasaklarının 2035’e ertelenmesi süreciyle hareketli günler geçiriyor. Kamuoyuna açıklanan yeni Otomotiv Paketi, AB’nin egzoz atıklarını azaltma hedeflerinde esneklik sağlarken; batarya üretimine destek ve üretim süreçlerindeki idari yüklerin azaltılması gibi maddeleri kapsıyor.
Ancak pakette yer alan ve AB’de üretilen küçük elektrikli araçlara yönelik teşvikler, Türkiye gibi ana üretim üsleri için yeni bir tartışma başlattı.
“Made in EU” Vurgusu Türkiye İçin Neden Riskli?
Paket kapsamında yer alan “Made in EU” vurgusu, korumacı bir ticaret duvarı örülmesine neden olabilir. Türkiye otomotiv sanayisinin bu risk karşısındaki konumu şu üç temel veriyle özetleniyor:
İhracat Liderliği: Otomotiv sanayisi, Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 17’sini oluşturuyor.
Pazar Bağımlılığı: Sektör ihracatının yüzde 60’tan fazlası AB ülkelerine yapılıyor.
Stratejik Ortaklık: Türkiye, AB’nin araç ithalatında 2. sırada, araç ihracatında ise 3. sırada yer alıyor.
OSD Başkanı Cengiz Eroldu: “Hayati Bir Dönemeçteyiz”
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, konuya ilişkin yaptığı ilk resmi açıklamada, AB’nin rekabetçiliği koruma hamlelerinin Türkiye üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Eroldu, 30 yıla yaklaşan Gümrük Birliği ortaklığının altını çizerek şunları söyledi:
“AB’de açıklanan politikalar otomotiv sanayimiz ve ekonomimiz için hayati önem taşıyor. Özellikle ‘Made in EU’ yaklaşımının teşviklerde ön koşul olarak vurgulanması endişe verici.”
28 Ocak 2026 Kritik Tarih
Eroldu, Avrupa Komisyonu’nun kurumsal araç filoları için planladığı mali teşviklerin sadece “AB’de üretilmiş” araçları kapsamasının yaratacağı tehlikeye değindi:
“Burada ‘AB’de Üretilmiş’ tanımının ne olacağı kritik önem taşıyor. 28 Ocak 2026’da görüşe açılması öngörülen bu tanıma Türkiye’nin de dahil edilmesi ekonomimiz açısından hayatidir. Eğer Türkiye dışında tutulursa, Gümrük Birliği avantajını yitirir ve yapı işlevsiz hale gelir.”
Sonuç: Stratejik Gereklilik
OSD’ye göre, Türkiye ve Avrupa otomotiv sanayilerinin rekabetçiliğini koruyabilmesi için Türkiye’nin bu tanıma dahil edilmesi bir tercihten öte, stratejik bir gereklilik. Gümrük Birliği ortağı statüsünün korunması, sadece otomotiv değil, ilerleyen süreçte tüm sanayi kollarını etkileyecek bir zincirin ilk halkası olarak görülüyor.
