14 markalı otomotiv devi Stellantis’in dünya çapında satışlarının beşte birini gerçekleştiren Peugeot, 2023’e elektrikli araç planları ile giriyor. Peugeot CEO’su Linda Jackson, Paris Otomobil Fuarı 2022 öncesi Türkiye’yi ziyaret etti. Peugeot’nun 140 ülkelik global organizasyonunda 6. büyük hacme sahip Türkiye operasyonunun; 2023 yılında bir basamak daha çıkarak; 5. büyük olma planlarını oluşturdular.
PEUGEOT CEO’su Linda Jackson, Türkiye gezisinde bir grup gazeteci ile de bir araya gelerek, sohbet etti. Jackson, ülkemize geliş nedenini; “Türkiye’nin hem hedeflerine hem mevcut çalışmalarına güven ve desteğimi göstermek adına buradayım.” olarak açıkladı.
Kendini orta üst segmente konumlandıran Peugeot’nun elektrikli araç yolculuğuna da değinen Jackson, şunları söyledi:
e-2008 bu yıl, e-308 seneye lanse edilecek
“PEUGEOT, elektrikli araçlara geçiş yolculuğuna 2019’da, E-208 ile başladı. Artık modellerimizin yüzde 70’inin bir elektrikli versiyonu veya plug in hibrid versiyonu mevcut. 2023’te genişletilmiş bir elektrikli araçlar yelpazesiyle boy göstereceğiz. Avrupa’da ürün gamımıza yeni e-208’in elektrikli versiyonun yanına; 2008 ve 5008’in de plug in hibrid versiyonlarıyla yeni e-308’i ekleyeceğiz. 2025 itibariyle de yüzde 100’ü ya şarj edilebilir elektrikli ya da tam elektrikli araçlar üreterek yola devam edeceğiz. Şimdi her pazarın elektrikli pazara geçiş anlamında farklı bir hızı var. Bazıları Avrupa Birliği’nin mevzuatına çok sıkı uyum sağlarken bazıları da Türkiye gibi, farklı bir hızla bu gelişimi sergiliyor.
Ekim ayında E-2008’in Türkiye lansmanı yapılacak. Türkiye’de gerekli müşteri deneyimini oluşturmak, bunun birikimini sağlamak istiyoruz. Önümüzdeki sene de E-308 gelecek.”
Türkiye’de pazar payını ikiye katlayacak
Peugeot Türkiye, 2021 yılında toplam pazarın 780 bin adetlerde şekilleneceği öngörüsüne uygun olarak; yüzde 4 pazar payı ile yılı kapamaya hazırlanıyor. Bu da yaklaşık 31.200 araca denk düşüyor. Markanın 2023 yılı hedefleri ise agresif: 15 bini filo olmak üzere 57 bin adetlik satış ve yüzde 7,3 pazar payı. Satışların yarıdan fazlasını SUV Peugeot modelleri oluşturacak. Hafif ticari araçlarda satışlar artırılacak. Filo pazarında da daha etkili pozisyon alınacak.
140 ülkeli Peugeot dünyasının patronu Linda Jackson, Türkiye planlarını Peugeot Türkiye Genel Müdürü Gülin Reyhanoğlu ile birlikte 2023 yılında daha etkili olmak için hazırlandıklarını gösterdi.
Jackson, “Türkiye’ye odaklanacak olursak; şu an itibariyle yüzde 4’lük bir pazar payımız olduğunu söyleyelim. Tüm diğer üreticiler gibi bizler de tedarik sıkıntısından muzdaribiz. Pazarda sonuçta bir tedarik sorunu var. Orta vadede bu yüzde 4’lük pazar payını yüzde 8’e çıkarmayı planlıyoruz. Ben dün, tüm öğleden önceyi, ekibimle beraber, planları üzerinden geçerek geçirdim.
Bu planları sonuna kadar destekliyorum. Türkiye ekibimizle beraber çok güzel bir analiz yaptık. Önümüzdeki sene Peugeot markası olarak Türkiye’de 57 bin adetlik bir satış gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu markamız adına Türkiye için bir rekor olacak. Şu anda gelecek sene tüm pazarın boyutunu bilmiyoruz ama 780 bin adetle kapanacağı varsayımıyla hareket edersek; markamız için yüzde 7.3’lük bir pazar payı anlamına geliyor. Yani yüzde 8’e doğru giden yolda, yolumuzda ilerliyoruz. Tabii ki bir tedarik sorunu yaşamazsak…”
Orta üst segmentte yer alarak, satışlar nasıl ikiye katlanacak?
Linda Jackson, sohbet sırasında gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Markayı orta üst segmente konumlandırdıklarında; fiyatlamanın da ona göre mi gerçekleşeceği, modellerin hangileri olacağı gibi sorulara cevap verdi.
Jackson, cevabında şu görüşleri dile getirdi: “Biz Türkiye’deki ekibimizle beraber yüzde 8’lik pazar payı hedefine nasıl ulaşacağımızı planlarken; belirli spesifik alanlara odaklanmaya karar verdik. İlkini filo konusu oluşturuyor. Artırmamız gerekiyor. Ama 301 modeli olmak zorunda değil. Seçici bir müşteri grubunu hedefleyebiliriz. Ben bugüne kadar birden fazla marka oluşturdum. Bildiğiniz gibi her şey sadece hacimle değil kârlılıkla da açıklanır. Pazarı satın alabilirsiniz, pazar payını artırabilirsiniz ama sürdürülebilir olmaz. Ama bu yüzde 8’e ulaşma konusunda asıl hafif ticari araçların çok büyük rolü olacak.
Bir diğer önemli konu da C segmenti olacak. Bu anlamda 308 ve 408 çok önemli.
Bir diğer önemli konu da Peugeot markası olarak yeni müşteri çekmemiz gerektiğidir. Önümüzdeki sene 408 de çıkacak. Bu C-SUV segmentini hedefleyen yeni bir fırsat veriyor. Çünkü bu, sedan ile SUV arasında bir yere konumlandırılabilecek bir araç olacak.”
Şu an örneğin Ortadoğu ve Afrika bölgemize bakacak olursak; buradaki Stellantis satış hacminin yüzde 29’u tam olarak Türkiye’den geliyor, PEUGEOT da bunun önemli bir kısmını oluşturuyor. Yani Orta Doğu satışlarının üçte biri Türkiye’den geliyor. PEUGEOT markası da bunun içinde ciddi bir yer teşkil ediyor. Bu yüzden tabii ki Türkiye’deyiz.
Biz, Çin ve Tayvan’daki tedarikçilerimiz ile sürekli konuşuyoruz. Biz bu Uzakdoğu’daki üreticilerle konuşurken problemin 18 ay süreceğini gördük, yani kapasiteyi artırmak 18 ay sürecekti. Dolayısıyla 2023’e baktığımızda; ek bir yarı iletken çip kapasitesi olduğunu göreceksiniz. Aynı zamanda biz de kendi mühendislik çalışmalarımızı artırarak; kullanılan çip sayısını azaltmanın yollarını aradık. Yani bir tane güçlü çiple belki 14 küçük çipin işini görebilecek miyiz diye bakarak hem tedarik sorununu halletmeye hem de teknolojik ilerlemeyle kendi içimizde bir mühendislik çalışması yaptık. 2023’te de ilk Giga fabrikamızı açacağız. Bu, bizim elektrikli araçlar için kendi parçalarımızı üretmemizi sağlayacak.
Bir sonraki kriz ne zaman olacak?
Şurası bir gerçek ki çok kaos içinde bir dünyada yaşıyoruz. Bir sonraki kriz ne zaman olacak bilmiyoruz ama kesin bir kriz daha olacaktır. Ama tüm bu krizlerin içinden çıkmanın en iyi yolu çok çevik bir şekilde hareket edebilmektir. Bütün imalatçılar için, üreticiler için çok zor bir dönem açıkçası. Günden güne yönetim kararları veriyoruz. Bu durumda fabrikalarda günlük yönetimler yapılıyor.
yarı iletken krizinin 2023’te biteceğini, durumun daha iyi olacağını söyleyebilirim. Bir başka sorun da Tedarikte lojistik nedenleriyle ilgili sorunlar yaşanıyor. Özetle çok çevik olmak lazım. Bu dünyada hayatta kalabilecek olanlar; bu konulara adapte olabilenlerdir.
Benim sorum Türkiye otomotiv üreticileri üzerine. Mutlaka yöneticileriniz Türkiye’yi çok güzel özetlediler, uzun uzun anlattılar bayileriniz nezdinde ama Türkiye pazarı biraz fiyat odaklı bir Pazar. Finansman ağırlıklı bir pazar ve böyle bir sorun yaşanıyor. Araç bulunurluğu gibi sorular cevaplandı. Elinizden geleni yaptığınızı biliyoruz, ifade ettiniz. Fiyatlandırma konusunda Türkiye’de sizi orta-üst segmentte mi göreceğiz? Ürünlerinizi orada konumlandırdınız çünkü. Bir de ikinci bir sorum olacak: Türkiye’nin pilot ülke olduğundan söz ettiniz. Hangi alanda nasıl bir test yapıyorsunuz Türkiye’de?
Gülin Reyhanoğlu: Tabi biz Türkiye’de yaşayan insanlar olarak enflasyonun ve satın alma gücünün nasıl olduğunu çok yakından görüyoruz. Müşterilerimizde de bu durumu değerlendiriyoruz. Satış ve pazarlama kampanyalarımızı yaparken mümkün olduğunca bu açıdan da müşterilerimizin işine yarayacak kampanyalar düzenlemeye çalışıyoruz. Bugün, çok yüksek tutarlı finansman kampanyalarımız da var. Sıfır faizli kampanyalarımız da var. Bu tamamen müşterilerimizin o anki ihtiyacı analiz edilerek oluşturulan kampanyalar. Oldukça iyi inceleyip bu şekilde oluşturuyoruz.
Peugeot Landtrek pick up Türkiye’ye şimdilik gelmeyecek
Özellikle dünyanın Güney Amerika, Ortadoğu ve Afrika’nın güney kısımlarını ilgilendiren bölümler için bu modeli ürettik. Şu an için Türkiye’de düşünülmüyor. Yüzde 8 pazar payı hedefinde pick up katkısı olmayacak.
Citroën AMI var biliyorsunuz, Opel’in benzer bir versiyonu var. Ben kesinlikle PEUGEOT’da böyle bir şey yapmayacağımızı söyleyebilirim. Bırakınız onu benim kuzenlerim, kardeşlerim, diğer markalar yapsın.
Tabii ki kentlere giriş de çok önemli. Bu nedenle tüm hafif ticari araçlarımızın elektrikli versiyonu da var. Bir de e-bisiklet, e-motosiklet gibi uygulamalar var. Bunlar üçüncü partiler tarafından yönetilecek, PEUGEOT ismini taşıyacak. Bir de şarj edilebilir hibrit konusuna ben katılıyorum. Bu bir geçiş aslında. Doğru, istatistikler var; kullanıcıların tam olarak şarj etmediği ile ilgili ama 30 km’ye kadar sürüş yaptıklarıyla ilgili veri de var. Tam da bu nedenle zaten şarj edilebilir hibritin bir geçiş olduğuna inanıyorum.
Elektrikli araçlara geçişte 3 konu önemli: Birincisi menzil ne olacak ne kadar uzun şarj etme süresi var ve en önemlisi nerede şarj edeceğiz? Mesela E-208’de menzil 400 km’ye çıkacak.
