Sonra efendim, aracın içindeki konfora öyle bir methiye düzülmüş ki, sanırsın araba değil, beş yıldızlı bir SPA merkezi. Ön koltuklarda ısıtma, soğutma, hatta beş programlı masaj varmış! Düşünsenize, işten çıkmışsın, sinirlerin tepende, patrona veya müdüre bir ton laf… Biniyorsun arabana, açıyorsun masaj programını, “dinginleşiyorsun”. Eve gidene kadar pamuk gibi oluyorsun. Eşin “Nerede kaldın?” diye sorduğunda, “Hayatım, C-Zen Lounge’da masaj seansım biraz uzadı,” dersin artık. Ne de olsa bu bir araba değil, “dünyaya bağlı, tekerlekli bir oturma odası“. Oturma odasında da insan biraz keyif yapar, değil mi ama?
