Daha az yakıt tüketiyor ama daha çok bedel ödüyoruz
Türkiye’de son 10 yılda 4 milyon 748 bin 876 adet yeni otomobil satıldı. Pek çok ana ve yan model tamamen değişti. Kasetçalarlı otomobiller tarihe karışırken, ABS fren sistemi gibi güvenlik donanımlarının ötesinde ESP bile artık standart hale geldi.
Bu arada araçların yakıt tüketimleri de düşüyor.
O yıllarda Volkswagen’in Berlin’deki bir lansmanında sözü edilen “VW’nin yeni bir motoru çıkacak. Düşük hacimden üksek güç üretecek ve 10 litreden az benzin tüketecek” denmişti. Kastedilen 1.2 lt TSI motorlardı. ama biz o tarihlerde detayları pek bilmiyorduk. 1.2 lt motordan 120 hp şaşırtıyordu ve tüketim değerinin 10 lt’nin altında çıkması da ayrı bir gelişme olarak ele alınıyordu.
O tarihlerde ortalama bir orta sınıf benzinli otomobil şehir içi 13-14 litre, şehirlerarası 7-10 lt benzin tüketirdi. Benzin fiyatları bugünkü kadar vergi yüklü olmadığı için depolar daha rahat fullenirdi.
Ortalamada 10-12 litre benzin tüketen 90-120 beygir güç ve 150 nm tork üreten motorlara sahip araçlar satışların bana gövdesini oluştururdu.
1.6 lt dizel motorlara sahip model sayısı azdı. Dizel araçlar genellikle 2.0 lt hacimli motorlarla satılırdı.
Aradan geçen yıllarda AB çevre düzenlemelerinin de zoruyla motorların hacimleri küçüldü, yakıt tüketimleri ve emisyon salım değerleri düştü.
Henüz hibrit ve elektrikli araçların yaygınlaşmadığını dikkate aldığımızda benzinli araçların 100 km’de 7 litrelik ortalama yakıt tüketimleri, dizel motorlarda 4-5 lt seviyelerine geriledi.
Yani bugün hem daha modern araçlar kullanıyoruz, hem daha güçlü araçlar kullanıyoruz hem de daha az yakıt tüketiyoruz.
Akaryakıt firmalarının açıkladığı rakamlarda benzin tüketiminin artmamı görünmesi de bunu kanıtlıyor. Motorin satışları, dizel motorlu araç satışlarına paralel artarken, benzin satışları yerinde sayıyor.
Otomobil satışlarını ele aldığımız son 10 yılda yakıt tipinde de önemli bir değişim var.
Buna paralel kara taşıtlarında benzin satışları düşerken lpg ve motorin satışları büyüdü.
Bazı ilginç verileri de yazmak istiyorum…
EPDK verilerine göre
– Türkiye’de günlük dizel talebi, benzin talebinin 6.5 katına ulaştı
– Dizel yakıtlara yönelik talebin en düşük olduğu gün ise pazar günü.
– Benzine yönelik en yüksek talep ise cumartesi günleri yaşanıyor.
– Dizel yakıt satışlarının pik günü ise cumaları.
– Tatil günlerinde dizel satışları düşerken, benzin talebi normalin biraz üzerinde gerçekleşiyor.
Bu verilere karşın akaryakıt fiyatlarının serbest bırakıldığı 2005 yılından itibaren yakıta ödenen bedel giderek artıyor.
Akaryakıt ürünlerinden alınan dolaylı vergi tutarı yıllar içinde düzenli olarak artmıştır. Motorin ve benzin fiyatlarında vergi yükü fiyatın yüzde 60-70’ini oluşturuyor.
(Kaynak: Barış Sanlı – Türkiye’nin petrol dinamiklerine bir bakış)