OSD Başkanı Eroldu: Otomotiv en kötü dönemini yaşadı

Otomotiv Sanayi Derneği OSD Başkanı Eroldu, 2022 yılının ilk dört aylık dönemini değerlendirdi. Cengiz Eroldu, yaptığı değerlendirmede, nisan ayı sonuçlarını da dikkate alarak, en kötü dönemin yaşandığını dile getirdi.

Üretim ve ihracattaki kayıplara değinen Eroldu, maliyet artışları gibi negatif etkenlere rağmen, bunların fiyatlara yansıması sayesinde kayıpların az olduğuna değindi.

Türkiye’de üretilen her otomobilin çok kıymetli olduğunu söyleyen Eroldu, şunları söyledi:

Maliyet artışları ihracata yansıtıldı

Nisan sonu itibariyle iş sonuçlarımıza baktığımızda hem üretimde hem ihracatta azalma görüyoruz. Üretimde yüzde 9, ihracatta ise yüzde 11’lik azalma; ama diğer taraftan sevindirici olan döviz bazında baktığımız zaman bu kaybın olmadığı; bu da tabi yaşadığımız maliyet artışlarını ihracata da yansıtmamızın bir göstergesi sonuçta. Özellikle hammadde, malzeme ağırlıklı maliyet artışları ihracat fiyatlarına yansımış durumda. Ama yaşadığımız bütün zorluklara rağmen Nisan ayı sonuçları bence iyi sonuçlar.

Gerçekten bu şartlarda imalat yapmak; haftalık planlamalarla büyük fabrikaları yönetmek kolay iş değil. Yani burada her seviyede çalışanların çok büyük özverisiyle bu rakamlar ortaya çıktı. Çünkü gerçekten planlama yapması zor bir dönemden geçtik. İnşallah da bu herhalde en kötümüz olacak.

Otomotivde dış ticaret dengesi 4 ayda 3 milyar dolar oldu

Eroldu, OSD verilerine göre dış ticaret dengesine yönelik bilgileri de açıkladı.

Nisan rakamlarıyla beraber otomotiv sanayinin dış ticaret dengesine de olumlu katkısı devam ediyor. 2021 sonunda 9,4 milyar dolarla kapatmıştık. İlk üç ay sonunda da 2,8 milyar dış ticaret fazlası yarattı otomotiv sanayi. Bu da geçen senenin temposundan daha yüksek.”

Tofaş CEO’su Cengiz Eroldu, OSD’nin yeni başkanı olarak ilk açıklamalarını yaptı.

İhracatın kg değeri ne kadar?

“Kamuoyunda çok  konuşulan bir data; İhracatın kilogram başına olan değeri. Türkiye toplamında bu 1,44 dolar. Bu çok düşük. Otomotive baktığımızda ise toplamda sanayi 7,15 dolar, ana sanayi 10,63 dolar, yan sanayi de 4,92 dolar seviyesinde.”

Otomotivde kapasite kullanım oranı

Sektördeki sorunlarımızdan biri de kapasite kullanım oranı sorunumuz. Şu anda kamyon tarafında yüksek kapasite kullanım oranı var. Ama hafif araç tarafına baktığımız zamansa ki işin ağırlığı orada Türkiye’de; yüzde 63 seviyesinde. Bu düşük kapasite kullanımını yönetmek maliyetlere baskı yapıyor.

Türkiye pazarında yerli araç oranı yüzde 44’lerde

Türkiye pazarındaki yerli araç gelişimine baktığımız zamansa toplamda yüzde 44’lük bir yerli penetrasyonumuz var. Bu tabi otobüs ve minibüslerde yüzde 100. Keza traktörde de yüzde 100’e yakın. Keza kamyonda da yüzde 70 gibi bir yerli payı var. Otomobilde bir miktar kayıp, hafif ticari araçta ise artış var. Bu bizim için önemli. Yani bu düşük kapasite kullanım ortamında Türkiye’de üretilen araçların satış menzilini arttırmak da bizim otomotiv sanayi olarak desteklememiz, daha iyileştirmemiz gereken bir konu. Bizim ülkede ciddi yatırımlarımız var.

Türkiye-otomotiv-sektörü-ağustos-2021-fotografi

Yüksek maliyetli ülkeden, düşük maliyetli ülkeye kaçış var

Küresel ekonomik hareketlilik ile Covid, Ukrayna-Rusya savaşı vs. etkisi altında dünyada bir yüksek maliyetli ülke, düşük maliyetli ülke hareketi günleri geri geliyor. Düşük maliyetli ülkelere doğru bir yönelim var. Bu tabii ki Türkiye gibi ülkeleri olumlu etkileyecek. Şimdi çok konuşuluyor; tedarik zincirinden Türkiye’nin daha fazla pay alması falan… Ama bunu tek başına covidden dolayı; Çin gibi ülkelerin riskli olduğunu gördük diye yapmıyorlar.

Yüksek enflasyon ve maliyet artışlarının getirdiği ortam nedeniyle yapıyorlar. Yüksek maliyetten, düşük maliyete geçelim çabası var Avrupalı üreticilerde. Bunu yan sanayi tarafında da görüyoruz. Otomotiv sanayisi toplam rakamlarına baktığımız zaman da görüyoruz, yan sanayide artış var. Dolayısıyla, Türkiye için hem otomotiv ana sanayisi hem de yan sanayisi açısından olumlu. (Bu high cost low cost trendi Türkiye’yi ön plana çıkartacak). Yalnızca Türkiye değil, Romanya, Sırbistan, Fas, Slovenya gibi ülkeler arasında bir rekabet oluşacak. Bu mühendislik alanında da böyle. Buna paralel olarak Türkiye mühendislik anlamında da çok ön plana çıkıyor.”

Daimler Mercedes Benz gibi devlerin Türkiye’deki kamyon Ar-Ge merkezleri şirketler bazında önemli role sahip.

İç pazar çok önemli yeni yatırım gelmiyor: Togg ve HABAŞ var

Eroldu, Türkiye’de son dönemde Togg ve Habaş’ın eski Honda fabrikasındaki yeni yatırımı dışında yatırım olmadığına dikkat çekti, Eroldu, iç pazar ile yeni yatırım arasında bağlantı kurarak, şunları söyledi:

“Türkiye’de yeni yatırımların tetiklenmesi ise ülkedeki iç pazar ile alakalı bir durum. Türkiye’de herhalde 20-30 senedir yeni yatırım yok. TOGG var ve bir de şimdi HABAŞ’ın yapacağı yeni bir proje var ama o da mevcut tesisin yerine yapılacak. Bugün niye bütün otomotivciler Rusya’da milyonlarca Euro zarar etti? 3 milyona çıkacak bir pazar potansiyeli olduğu için… Herkes onun peşinden gitti, yoksa Rusya’da teşvik olduğu için gitmedi.

Türkiye’nin yeni yatırımı çekmesinde önemli bir kriter kuvvetli bir iç pazarının olması. Biz bunu başaramadıkça Türkiye’de yeni yatırım zor. Asıl teşvik her zaman Türkiye’nin kendisidir. Zaten ihracat projelerinin de iç piyasa destekli olmaması da zorluk çıkarır. Yalnızca yüzde 100 ihraç edeceğin bir aracı Türkiye’de yapmanın da büyük bir anlamı olmuyor. Özellikle elektrifikasyon ve bataryalara yakın olman, sattığın yere yakın olman lazım; dolayısıyla mutlaka iç piyasa desteği olması lazım. Burada da en büyük teşvik pazarın kendisi… Bugün Volkswagen konuşuluyor, Türkiye iç pazarı 2 milyon olsa zaten marka kendisi gelecek.”

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.