Otomobilde SOS acil yardım neye dönüşüyor

Otomobilin kendi kendine park etmesi kadar reklam malzemesi olmayan bir konu; e-call ya da SOS acil yardım hizmeti. Bugünlerde bir başka tartışma konusunun içerisinde olabilir, ama bir başka teknolojiyle, connected car ile de biraraya gelirse otomobillere yeni bir misyon da kazandırabilir.

Otomobil meraklıları, endüstri ve ürünlerdeki yeni teknoloji hakkında yayınlanan araştırmaları, testleri okumayı seviyorlar. Bununla kalmayıp bu konularda sosyal medya üzerinden yorumlarla teknolojiler üzerinde çalışanları da hem teşvik ediyor hem de teknolojideki gelişmelere zaman zaman yön veriyorlar.

Bunlar arasında zaman zaman markaların büyük heyecanla tanıttıkları özellikler oluyor. Ürünler üzerinde kullanıcıları tatmin eden katma değer yarattığı varsayımları ile uygulamaya alınan özellikler olabildiği gibi mevzuat gereği uygulanmak zorunda olan teknolojiler de var.

Benim ilk izlediğimde heyecan duymadığım ve satışa sürüldükten sonra da devam etmeyen çok güzel bir mühendislik ürünü “kendi kendini park etme özelliği” var. Farkında mısın büyük reklam kampanyaları, önemli halkla ilişkiler ve medya işbirlikleri ile sunulan özellik hangi markalarda devam ediyor?

Kendi kendini park eden otomobil! Bir düşünsene ne muhteşem. Futuristlerin favorisi.

Eğer arkada bekleyen birileri yoksa sabırla otomobilin park etmesini oturup bekleyebilirsin. Zaten bekleyen birileri sıkılıp senin arabanı kendin park etmen için sana mesaj verecektir kendi ahlakı çerçevesinde.

Zaten beklediğim oldu ve sadece bu donanıma sahip olduğu için diğer pek çok özelliği aslında kendisine hiç de hitap etmeyen otomobilleri satın alan pek çok kişi gördüm. Deneme sürüşünde satış yetkilisinin etkileyici tanıtımından sonra hiç kullanmadığı özellik için neden bu kadar ödediğini düşünen araç sahibinin hikayesini şimdilik burada bırakayım.

Bazen de bazı donanımlar regülasyonların bir parçası olarak ürünlere eklenmekte ve aracın genel görüntüsünde bazen de performansında etkiler yapabilmekte.

Tam olarak neden bahsediyorum?

Mesela 3. Fren lambası bir üretici tercihi değil. Mevzuat bunun olmasını zorunlu kılar. Veya egzos emisyonları ile ilgili geliştirmeler otomobilin performansına veya yakıt tüketimine etki etse de görsellik üzerinde herhangi bir etkisi olmayan özelliktir.

2018 Ocak ayında, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu, 2018/DK-YED/27 sayı ile bir mevzuat değişikliği yaptı. Başta hiç kimse neler olacağına dair fikir sahibi değildi, konuyu da pek ciddiye almadı.

Mevzuat değişikliği kısaca şöyle: Otomobilin içinde bir SOS acil yardım düğmesi olacak. Otomobil bir kazaya karışması halinde bunu otomatik algılıyor ve doğrudan sürücü müdahelesi olmaksızın 112 acil yardım merkezini telefonla arıyor. Araçtakiler de bu arama ile durumlarını bildirip yardım isteyebiliyorlar.

Açıkçası kendi kendini park edebilen otomobil kadar janjanlı bir reklam malzemesi olmasa da heyecan veren bir etkisi var. Markaların pazarlama iletişimde kullanması gerekmeyen bir özellik; zira sektör standardı olarak herkes için geçerli.

Ancak bu yetmez diyenler için bir geliştirme fırsatı da bulunuyor. Bağlı otomobil (connected) yani sürekli internet üzerinden veri alışverişine açık otomobil özelliği e-call özelliiğinin yanına eklenince markalar için ek ücretle satılabilir bir özellik ortaya çıkıyor.

Işte bu para kazandırır. Ama bu konuda güncel gelişmeler var, bir sonraki yazıda bunlara birlikte bakalım…

MERT GÜÇLÜER

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.