Yerli otomobil işinde 0-0 öndeyiz

Ergenlik yıllarım. A Milli Futbol Takımı’nın hezimet yıllarına denk gelmesine rağmen -bugün hâlâ neden olduğunu açıklayamadığım bir şekilde- çok severdim futbolu… Çok da yakından takip ederdim. Sonradan her normal Türk vatandaşının olması gerektiği gibi düzeldim (!) Futbolla pek ilgim kalmadı. Başlık da öyle aklıma geldi: Yerli otomobil işinde 0-0 öndeyiz. Ferrari ve Lamborghini gibi otomobillerde bir şey bullanlar, yerli otomobil eleştirisi konusunda ne dediler?

Milli Takım’a gelenin vurduğu, gidenin vurduğu yıllardı bahsettiğim dönem.  Yine bu yıllardan birindeydi. Sanırım 1987…

İngiltere Milli Takımı ile İzmir Atatürk Stadı’nda karşılaşıyoruz. O günlerde gece maç yapılabilen tek stadımızdı; yanlış hatırlamıyorsam. Kulağa ne garip geliyor değil mi?

Taraftarların yenilgiler sonrası trübünlerde Chopin’in Cenaze Marşı’nı hep bir ağızdan mırıldandığı; 6-0, 8-0’lı travmalar sonrasında oynanan bir maç. Milli Takım sahada fırtına gibi. O kadar iyi oynuyor ki, kimse inanamıyor. Sonuç önemli değil, inanamadığımız, nasıl bu kadar iyi oynadığımızdı.

Çok iyi oynadığımız bu maç 0-0 bitti.

Maçı anlatan spikerin maç sırasında veciz bir cümlesi hâlâ hafızamda:

“İlk yarıyı 0-0 önde bitirdik.”

Yerli otomobil lansmanı sonrasında konuşulanlar, yazılanlar beni yıllar öncesindeki bu cümleye götürdü. Her şeyin özü, özeti gibi bu cümle…

Öncelikle:

Yerli otomobili tasarım ve öngörülen teknolojileri açısından ben de çok beğendim. Özellikle sedanı. Yolu açık olsun. Bu ülkede üretime yönelik en küçük faaliyetin değerini kimse inkar edemez, etmemeli… Tasarımını kimin yaptığı, teknolojisine kimin katkı yaptığı hiç önemli değil. Çünkü zaman içinde dile getirilen rasyonel adımlar atıldıkça; bunların hepsi yerli otomobilin ulaşacağı endüstriyel ağırlığın altında gizlenecektir…

Yeter ki yapabildiğimize bir inanalım, aşağılık kompleksi altında kıvranmayalım. Kendimizi yücelterek aşağılamayalım. Kendi adıma, bu tip yaklaşımlar beni bir Türk vatandaşı olarak fena halde rencide ediyor. Sorarım size, bu ülke bunca yıllık tecrübesiyle otomobil üretemeyecek de ne üretecek? O kadar zor mu bu? Bu kompleksleri artık bir yana bıraksak mı?

Artık otomobil üreteni tarih yazmıyor. Mars’a gidebilen bir otomobil üretebiliyorsan o ayrı…

Böylesine aklı başında bir ekiple yola çıkan bu projenin önündeki en önemli engel, en ufak bir eleştiriden azade tutulmasıdır kanımca.

Bentley, Ferrari gibi otomobillerde eksik ulanlar yerli otomobilde bulamadı

Bentley’de, Lamborghini’de, Ferrari’de mutlaka eleştirilecek bir şeyler bulanların; otomobil uzmanlığından zerre şüphe etmediğim insanların bile tek eleştirel -olumsuz demiyorum- bir şey diyememesi doğrusu ilginç.

Kendine güvensizlik ne kadar kötü bir şeyse, aşırı güven de o kadar kötüdür.

Bugün itibariyle “0-0 önde değil, berabereyiz” sadece…

İyimser bir yaklaşımla, beraberliği sağlayan da bu ülkenin 60 yıllık otomotiv üretim tecrübesidir.

0-0 net sonuç ise;

“Öndeyiz” yorumu bilinçaltımızın yansıması gibi.

Kupaları kaldırabilmek de yorumlarla değil, net sonuçlarla oluyor bildiğiniz gibi…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.