Yaman tercih: Ekonomik otomobil almak mı, yürümek mi

Bizim evin her tarafında 5-6 kutu mendil vardır hep. Elimizin altında bulunsun diye. Geçenlerde evdeki stok bitmişti. Markette her zaman aldığımız altı kutu mendilin toplam fiyatını hesaplayınca, rafa uzanan elimi çekiverdim anında. İstemsizce diğer markalara bakıp, pek tercih etmediğim ama kalitesini yakın bulduğum bir markayı aldım. Ekonomik otomobil konusuna geleceğim ama ona gelmeden durumu izah edeyim.

Belma Toprak

Bunlar iyi günlerimiz mi bilmiyorum. Markalar arasında henüz geçiş yapabiliyoruz en azından. Marka sadakatim bitti. Gıda, temel tüketim, giyim ürünlerinde fiyat avantajına göre eşit kalitede gördüğüm markalar arasında gidip geliyorum.

Şimdilik!

İçlerinde şahsımın da yer aldığı bir kesim alkole yapılan vergi zamlarının yaşam tarzına müdahale olduğunu düşünüyoruz değil mi? Kendi adıma ‘düşünüyordum’ demem artık daha doğru olur. Çünkü bu, alkolle sınırlı olan bir kavram olmaktan çoktan çıktı. Hemen her fiyat artışı çoğumuzun doğrudan yaşam tarzını etkiliyor.

Oturduğum semt, hemen hemen her gelir grubunu içinde barındıran, çok kozmopolit bir nüfus yapısına sahip. Gördüğüm, gözlemlediğim herkes, her şeyden kısıyor artık. Villaların bile bacaları nadir olarak tütüyor. Blokların bina girişlerindeki, bahçelerdeki ortak aydınlatmalar söndürülmüş ya da cılız bir iki aydınlatma bırakılmış durumda. Çoğumuz otomobillerimizi garaja çektik. Mecbur kalmadıkça kullanmıyoruz.

Bakın bu tasarruf değildir!

Tasarruflu ampul kullanmak, gazın derecesini düşürmek, az yakan mütevazı bir otomobil kullanmak tasarruftur. Ama ısıtmayı, genel aydınlatmayı, otomobil kullanmayı neredeyse devreden çıkarmak tasarruf değil; tamamen başka bir hayat tarzına adım atmaktır. Ona da tarz denmez, düpedüz fakirleşmektir bu zaten.

Otomobil demişken…

“Keşke geçen yıl otomobil alsaydım” cümlesinden; “Bu akaryakıt, servis, yedek parça, sigorta maliyetleriyle iyi ki almamışım” cümlesine ışık hızıyla gelmiş olmamız da çok iç karartıcı. Yaşam tarzlarımızda mecburi vazgeçişler elbette otomobiller için de geçerli. Henüz gıdada, temel tüketimde, giyimde markalar arasında geçişler devam edebiliyor ama ya otomobilde? Bırakın markalar arasındaki geçişleri, aynı markanın ‘gel gel’ fiyatı koyduğu modele bile inmek pek mümkün değil. Gerçi ‘gel gel’ fiyatı konabilecek model çeşitliliği de kalmadı…

Peki piyasa şartlarının zorlamasıyla, içinde hiçbir şey olmayan, performansı bisikletten hallice, tatsız tuzsuz, keyifsiz ekonomik otomobillerin arzı çoğaldı diyelim. Alır mısınız bunlardan? Ben almam şahsen!

Düzgün piyasa koşullarının mevcut olduğu, pazarın yükseldiği bir ortamda, sırf istediğim için alabilirim; ama bugünkü piyasa koşullarında ne kadar ekonomik olursa olsun almam. (Ayrıca fiyatlara bakınca ‘ekonomik otomobil’ kelimesi yerine başka bir kelime bulmak lazım. En ucuzu bile çok pahalı artık).

Yıllar önce yaptığım bir haberde aklımda kalan çok net bir cümle var: “Aldığım arabanın başı sonu görünmeli biraz…” Üzerinden onca yıl geçtikten sonra bile Türkiye pazarında tasarım tercihleri arasında en kalıcı olan unsur yine budur diye düşünüyorum. Otomobillerin boyutlarının ve o otomobilde bulunan döneminin teknolojilerinin biraz görünür, daha doğrusu ‘gösterilir’ olması en temel tercihlerimiz arasındadır ezelden beri… Çünkü bizim toplumun büyük bölümü çoğu konuda olduğu gibi otomobil konusunda da özgüvensizdir. Biraz görünmesini ister. İsviçre’de, Fransa’da, İtalya’da en küçük otomobiller en fazla satılanlar olabilir; çünkü onlar ekonomik güçlerinin yettiği birçok seçenek arasından kendi ihtiyaçlarına göre küçük olanı tercih ederler genellikle. Daha büyüğünü, gelişmişini de alabilirler. Ama bu bizim ülkemizde çok zor artık.

Böyle bir ortamda şu haberler çıkıyor ya, çok rencide edici olduğunu düşünüyorum.

Yok içi boş Şahin, Toros üretilecekmiş…

Yok Çin’den, Hindistan’dan ekonomik araçlar gelecekmiş…

Yok küçücük minicik içi dolu turşucuk, motosikletten bozma ‘şehir otomobilleri’ gelecekmiş. Hatta bir kaçı gelmiş bile.

Gururumuzla oynamayın bu kadar. Tercihe bağlı olarak bir hanede ikinci bir otomobil olarak yer alabilecek otomobilleri bize birinci tercih olarak lanse etmeyin.

Gerekirse yürüyelim ama gördüğümüzden de geri düşmeyelim…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.