Paraşütsüz düşüş
Önümüzdeki 15-20 yıl içinde birçok ülke dizel motorlu otomobilleri -hatta benzinlileri- yasaklamaya hazırlanırken, bu hazırlıkların dizel otomobil satışlarına eksi yöndeki etkisi de hızlandı. Dizelin kalesi durumundaki Avrupa pazarlarında bu sınıfın satışlarında paraşütsüz düşüşü devam ediyor. Türkiye’de halen dizel otomobillerin satışlardan aldığı pay yüzde 59’da seyrederken, Avrupa genelinde bu pay yüzde 35’in altına geriledi.
Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği’nin (ACEA) son verileri, toplam satışlar içinde 3-4 yıl öncesine kadar satış rekorları kıran dizel motorlulardaki ani kan kaybını gözler önüne seriyor. Bu yılın üçüncü çeyreğinde yeni araç kayıtları dizel otomobil talebindeki güçlü düşüşü doğruluyor.
ACEA verilerine göre, üçüncü çeyrekte dizel satışları yüzde 18.2 düşüşle 1 milyon 208 bin adede geriledi. Dizeldeki bu düşüş Avrupa’nın büyük bir bölümünde meydana geldi. Beş büyük pazardaki gerilemeler ise belirleyici oldu. Üçüncü çeyrekte dizel satışlarındaki gerileme İngiltere’de yüzde 35, İtalya ve Almanya’da yüzde 16, İspanya’da yüzde 12 ve Fransa’da yüzde 9.3 gibi yüksek oranlarda gerçekleşti.
En yüksen oranlı düşüşler yüzde 61 ile İsveç’te ve yüzde 39 ile Hollanda’da gerçekleşti. Dizelin halen rekabetçi olduğu birkaç ülke ise Bulgaristan, Danimarka, Romanya, Polonya.
Ve tabii ki Türkiye …
Benzinli ve elektrikli talebi arttı
Dizeldeki düşüş benzinli modellere talebi artırdı ve üçüncü çeyrek satışları yüzde 15.2 artışla 2 milyon adede ulaştı. Beş büyük pazar arasındaki İspanya’da benzinli satışları yüzde 39.6, Fransa’da yüzde 30.2, Almanya’da yüzde 9.2, İngiltere’de yüzde 4.9 ve İtalya’da yüzde 3.3 artış gösterdi.
Dizeldeki kan kaybı elektrikli otomobil satışlarına da artış olarak yansıdı. Bu sınıfta satışlar yüzde 29.7 artarak 270 bin adede ulaştı.
2011’de yüzde 55.7’ydi
Avrupa’da 2011 yılında yüzde 55.7 olan dizel araçların satışlardan aldığı pay 2016 yılında yüzde 49.5’e, 2017 yılında 47’ye gerilemişti. Avrupa’daki genel araç üretimindeki dizel otomobillerin payının 2025’te yüzde 27’ye düşeceği öngörülüyor. Ancak düşüş hızı böyle sürerse, 2025 gelmeden bu oranın da altı görülebilir.