Otomobille uzun yolda güvenlik teknikleri

Trafik kazaları her yıl 10 bine yakın insanımızın canına mal oluyor. 300 bin vatandaşımız ise yaralanıyor. Halbuki küçük dikkatler, basit önlemlerle bu adeta savaşı andıran tablonun önemli kısmı ortadan kaldırılabilir. Uzun baram tatili nedeniyle bir çok sürücü kendi otomobiliyle en sevdiklerini, en sevdiği insanlara veya en sevdiği tatil ortamlarına taşıyor. Aman dikkat edelim. Yazının devamında Intercity’nin ileri sürüş eğitimcilerinin verdiği önerileri dikkate alalım ve 10 gün sonra sağ salim nazar değmeden evimize işimize okulumuza geri dönelim.

Ülkemizde meydana gelen trafik kazalarının yüzde 88’inin sürücü hatalarından kaynaklandığı istatistiklere yansımış durumda. Sadece geçen yıl bayram yolculuklarında yaşanan trafik kazalarında 200’den fazla kişi yaşamını kaybederken 1200’den fazla kişi de yaralanmış.

Intercity Sürüş Akademisi, yola çıkacaklara, gidecekleri yere güvenle ulaşmalarını sağlayacak küçük dokunuşlar öneriyor.

  • Yolculuk öncesinde yol ve gezi planınızı yapın
  • Bayram tatilinin 9 gün olması, yılın ilk uzun tatili olması gibi nedenlerle, yaşadığınız şehirden çıkmak isteyenler genelde aynı saatleri tercih edecektir.
  • Böyle dönemlerde daha önce 8 saatte ulaşılan yere 18-20 saatte varılabileceği unutulmamalıdır. Bu yüzden tatilin varıldığında değil, yola çıkıldığında başladığını aklınızdan çıkarmayın ve gün veya saat hesapları yapmayın. Eğlenmenize yolda başlayın.
  • Gün kazanmak için akşamdan yola çıkmak, hem karanlıkta sürüş yapılacağı hem de önceki günün yorgunluğuyla direksiyona geçilmesi yüzünden ek risk taşıyacaktır. Birde biyolojik uyku saatine karşı gelinmiş olacağından; mikro uyku denilen direksiyon başındaki birkaç saniyelik iç geçmelere davetiye çıkartılacaktır. Bu yüzden yola gündüz vakti çıkılması daha iyidir.
  • Yolculuk esnasında uyku bastırdığında, bunun çözümü sakız çiğnemek, müzik dinlemek veyahut benzer başka şeyler değildir. Bunlar ancak 1-2 dakika oyalayabilmekte ve uyku isteğini gidermemektedir. Uykulu halden kurtulmak için araç güvenli bir alana çekilmeli, koltuk biraz yatırılmalı ve 20 dakika uyunmalıdır. 20 dakikanın aşılması durumunda vücut derin uyku fazına geçeceğinden geri uyanmak çok zor hale gelecektir. Bu yüzden 20 dakikalık güçlü uyku yeterli olacaktır.
  • Özetle, yolculuk planı yaparken gidilecek yere “bana bir şey olmaz” diyerek risk alıp 10 saatte gitmek yerine, bir-iki uyku molasını da hesaba katarak, gidilmesi tatilden bir şey kaybettirmeyeceği gibi, kendiniz ve sevdikleriniz de korunmuş olur.
  • Yolculuk boyunca hiç yorgun veya uykulu hissedilmese bile, her 2 saatte bir 10 dakika mola verilip araçtan inilmesi, vücutta kan dolaşımının daha sağlıklı olmasını, yolculuğun daha dinç tamamlanabilmesini sağlar. Araçta başka sürücüler var ise, sürücü koltuğunu paylaşmak için uykunun gelmesi beklenmemeli ve her molada yer değiştirilmelidir. Böylece yorgunluk da paylaşılmış olur.
  • Yolculuğa çıkmadan veya yolculuk esnasında tüketilen besinler de büyük önem taşımaktadır. Yolculuk öncesinde ve yolculuk esnasında hafif yiyecekler tercih edilmeli ve yağlı yiyeceklerden veya tatlı ürünlerin tüketiminden kaçınılmalıdır.
  • Aracınızın sıvılarını, lastiklerini hızlıca kontrol edin!

Araçlarımız her ne kadar bakımdan yeni çıkmış veya muayeneden yeni geçmiş olsa dahi bilinmeli ki bazı küçük ve önemli arıza veya eksiklikler vahim sonuçlara davetiye çıkartabilir. Bu nedenle yola çıkmadan hemen önce ve yolculuk sırasındaki küçük molalarda kısa araç kontrollerini yapmak mümkün. Bunların başındaysa farlar, stoplar ve sinyaller geliyor. Ayrıca aracımızın zeminle yegane temas noktası olan lastikler de büyük önem taşıyorlar.

Lastiğin verimli çalışabilmesi ve yol tutuş sunabilmesi için hava basınçları doğru olmalı. Lastik basınçlarının olması gerekenden düşük ya da yüksek olması durumunda lastiklerin zeminle teması azalır; fren mesafesi uzar ve virajda savrulma riski artar. Doğru lastik basıncını öğrenmek için her aracın kapısının ya da yakıt deposu kapağının içinde olması gereken basınç değerleri yazar. Yola çıkmadan önce lastikleri, aracın yüklü olmasını da dikkate alarak, olması gereken değere karşılık gelen basınca getirin. Kontrolleri yaparken genelde gözden uzakta bulunan yedek lastiğin havasını kontrol etmeyi ihmal etmeyin ve sadece lastik tamir kiti varsa bunun nasıl kullanılacağını önceden öğrenmek doğru olacaktır.

Yalnızca motor kaputunu açarak hızlıca kontrol edilebilecek motor yağı, fren ve direksiyon hidroliği, soğutma ve cam yıkama sıvısı gibi şeylerin kontrolü ihmal edilmemeli. Özellikle deterjan katkılı silecek sıvısı katkıları, cama yapışan böceklerin temizlenmesinde etkili olacağı unutulmamalı. Bu kontroller çok hızlı yapılabildiğinden, yolculuğun süresine göre mola sırasında 2-3 dakikada yeniden kontrol edilmesi yararlı olacaktır.

Araçta doğru ağırlık dağılımı önemli!

Memlekete veya tatile çıkılan yolculukta ailenin kalabalık olma durumuna göre yüklenen eşyalar da büyük önem kazanıyor. Otomobil üreticileri iyi bir sürüş özelliği için her aracı belli bir ağırlık dağılımıyla tasarlamaktadırlar. Bu yüzden yüklenecek eşyaların araca ağırlıklarına göre yerleştirilmeleri çok önemli. Ağır eşyalar en altta ve mümkünse aksa en yakın şekilde yerleştirilmelidir. Doldurulan bagajda elbette Üçgen Reflektör, İlk Yardım Kiti ve Yangın Tüpü gibi hayati eşyaların tek hamlede alınabilecek şekilde yerleştirilmesi gerektiği unutulmamalı.

Yolculuklarda en çok ihmal edilenler arasında araç içerisindeki serbest cisimler oluyor. Ağırlıkları ve keskin hatları nedeniyle panik fren veya kaza anında hayata mal olabilecek böylesi cisimler mutlaka torpido gözü gibi kapalı yerlere konulmalı veya büyüklüklerine göre emniyet kemerleriyle sabitlenmeli. Unutulmamalı ki panik fren veya kaza anında aracınızın içinde serbest bulunan tüm malzemeler, hızlarını koruyarak hareketlerine devam ederler.

Trafik kuralları bizi hayata bağlar!

İstatistikler gösteriyor ki trafik kazalarında gerçekleşen ölümlerin en büyük sebebi emniyet kemerinin takılmaması… Bu noktada otomobil içinde bulunan herkese büyük iş düşüyor. Arka koltukta otururken güvende hissediliyor olunsa da olası bir kazada hiçbir güvenliğin olmadığı unutulmamalıdır. Yolculuk sırasında tüm yolcuların emniyet kemeri bağlamaları gerekmektedir. Çocukların kucakta taşınması da en büyük hatalarımızdandır ve hayattaki en değerli varlıklarımızın ancak ve ancak iyi ve sıkı bağlanmış çocuk koltuğu ile güvende olacağını asla unutmamalıyız.

Ülkemize özgü yolculuk tiplerinden biri de özellikle sağ koltukta oturan yolcuların bacaklarını torpidoya doğru uzatıp, o şekilde yatarak yolculuk yapmasıdır. Ancak olası küçük bir kaza anında bile açılacak olan havayastığı kalçalarına ve tüm gövdelerine kalıcı hasarlar verebilir. Bu gibi riskli pozisyonlardan kaçınmak gerekmektedir.

Yine istatistiklere göre kazaya davetiye çıkartan bir başka unsur aşırı hızdır. Uzun süre aynı hızda gidebilmek kolay olmasa da hızlı gidildiğinde hıza hemen alışılıyor ve hız algısı körleşiyor. Sonrasındaysa farkında olunmadan daha da hızlı gidilmeye başlanıyor. Hız limitlerine uyulmalıdır. Unutulmamalı ki 50 km/s hızla giderken durmak için ihtiyaç duyulan mesafe 10 metre iken 60 km/s hızla giderken durulabilecek mesafe 1-2 ilave araç boyu anlamına gelmektedir. Tehlike anında küçük gözüken bu farkın ölümcül olabileceği unutulmamalıdır.

Başkaları sizin kadar tedbirli ve dikkatli olmayabilir!

Uykulu ve hatalı kullanım gerçekleştirebilecek diğer sürücüler, farklı yol zeminleri ve şartları gibi. Bu noktada size tavsiyemiz, her zaman en kötü senaryolara hazırlıklı olun. Otoyol ve karayolu seyahatlerinde paylaşılan yolda dikkatsiz, deneyimsiz, aracının bakımını yapmamış başka sürücülerin de olacağı asla unutulmamalıdır. Ayrıca yollardaki araç sayısının çokluğu, yola yağ akması, yoldaki tehlikelerin geç fark edilmesi gibi başka riskleri de beraberinde getirmektedir. Diğer araçlardan dolayı oluşabilecek riskler öngörmeye çalışılmalı, virajlarda veya görüşün sınırlandığı zamanlarda hız mutlaka düşürülmeli ve araç temkinli sürülmelidir. Islanmış virajlar, sis, aniden bastıran sağanak yağışlar, değişen asfalt şartları, dikkati dağılmış hatalı araç kullanan diğer sürücülerin her an tehlikeli durumlar oluşturabileceği unutulmamalıdır.

Intercity Sürüş Akademisi hakkında

Intercity Sürüş Akademisi; otomobil, hafif ve ağır ticari araç kullanımına yönelik “Güvenli Sürüş Eğitimleri”ne vermektedir. 2012 yılında İstanbul Park Pisti’nin işletmesini devralan Intercity, hızlı bir şekilde sürüş eğitimine uygun alanlara yatırım yaparak, hemen 1 yıl içinde Intercity Sürüş Akademisi’ni kurmuştur. Trafik kazaları her yıl 10 bine yakın insanımızın ölümüne, 300 bin insanımızın yaralanmasına sebep olmakta ve Türkiye’de meydana gelen trafik kazalarının yüzde 88’i ne yazık ki sürücü hatalarından gerçekleşmektedir. Bunun önüne geçmek için Intercity Sürüş Akademisi, Intercity müşterisi olsun veya olmasın, her yıl 40 binden fazla kişiye güvenli ve defansif sürüş eğitimi vermektedir. Alman Yol Güvenliği Konseyi müfredatı ve Milli Eğitim Bakanlığı onaylı eğitimler; otomobil, hafif ve ağır ticari araç ticari araç kullanımını kapsamaktadır.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.