70 yıllık dostluğun 20 yıllık ortaklığı : 6 modelle milyonu aşan rakamlar
Türkiye, Kore’yi Kore Savaşı nedeniyle yakından tanıyalı 70 yıla yaklaşıyor. Koreli Hyundai‘nin belki de bu tanışmanın hatırına ülkesinden dışa açılması ve ilk deniz ayırı yatırımı için Türkiye’yi seçmesinin 20. sene-i-devriyesi bu yıl oluyor.
20. yıldönümü hediyesi Kona yatırımı olur mu?
Koreli otomotiv şirketinin Ortaya çıkışı ve üretime başlaması 1960’lı yıllara dayanıyor. Bizim TOFAŞ, Ford Otosan ve OYAK Renault gibi bugünkü devlerin kurulduğu yıllarda kendi markası ve Fiat taklidi modellerle yola çıkmıştı. Kore’nin Ulsan kentindeki fabrikasında bir de müzesi var.
İlk modelleri görseniz, size de çok tanıdık gelecek.
Oysa nereden bileceksiniz 1970’lerde Seul’de satılan Hyundai marka otomobilleri.
Herneyse, o yıllardan sonra kendi ülkesinde markalaşan ve otomobillerini giderek geliştiren Koreliler, Uruguay ile ilk ihracat hamlelerini yaparlar. Uruguaylı taksicilerle anlaşan Hyundai dış satış yöneticileri, ihracatın tadına varırlar.
Üretim süreci, tasarımlar, teknolojiler ve bunların yansıdığı modeller gelişir. İhracat milyar dolarları bulur. Ama halen o bir Koreli üreticidir.
Ta ki yurtdışında ilk üretim yatırımı için karar verene kadar.
Hyundai’nin ilk yurtdışı yatırımı Türkiye; 20 yaşında
Türk işadamı Ali Kibar ve şirketi Kibar Holding, Korelilerin kapısını çalar. Defalarca Kore’de buluşulur. Değişik ve heyecanlı bir süreç sonrasında büyüyen dev Hyundai, yurtdışındaki ilk yatırımı için karar verir ve Kibar Holding ile ortak olur.
Gerekli izinlerin alınması, fabrikanın kurulması, personel alımı, yönetimin oluşturulması derken 1997 yılına gelinir ve İzmit Ali Kahya’daki Hyundai Assan fabrikasının bantlarından ilk Hyundai iner.
Accent efsanesi ile film başlıyor
Hyundai, anavatanı dışındaki deniz aşırı ülkelerdeki ilk fabrikasında Accent üretimine karar vermiştir. Türkiye’nin bir sedan ülkesi olması bunda etkili olmuştur. Ali Kibar’ın da yönlendirmeleriyle, 1997 yılında başlayan Accent üretimi kesintisiz olarak 2012 yılına kadar sürmüştür. Bu sürede üretilen Accent sayısı 385 bin adeti geçmiştir.
Özellikle taksiciler tarafından tutulmaya başlayan Accent, bireysel tüketicilerin de dikkatini çeker. Asıl pazarını Anadolu illerinde bulur. Ama Accent sadece bir iç pazar otomobili olarak kalmaz. 1
2002 yılında Türkiye fabrikasından ihracata başlayan Hyundai, “Made in Turkey” Accent’lerden 146 bin adetlik ihracat gerçekleştirir.
Hafif ticari üretiminde H-1 başlangıcı
Hyundai’nin Türkiye’deki ilk yatırımının yeni çocuğu; hafif ticari araç H-1 olur. 2006 yılına kadar İzmit fabrikasında üretilen H-1’in bu süre zarfındaki üretim sayısı 53 bin adeti geçmiştir. Üretim ömrünün son 2 yılında yani 2004 yılında ihracatına da başlanan H-1 bu sürede 1850 adet dış satışa özne olur.
Accent kadar büyük satış rakamları olmaması, ayrıca Kore’de binek ve hafif ticari araç birimlerinin tamamen birbirinden ayrılması, bu süreci farklı boyutlara sürükler. Günümüzde Hyundai’nin H-1’in yerini alan bir modeli yine Türkiye’de üretiliyor. (üretici firma Hyundai Assan değil, Karsan).
Starex üretimi başladı
Türkiye’de Fiat’ın Doblo, Ford’un Connect modelleri ile yepyeni bir hafif ticari araç dönemi başlamıştır. VW Caddy gibi önemli bir ithal ürün de hafi ticari araç pazarında fırtınılar estirmektedir.
H-1’in yetersiz kalması karyısında Hyundai Assan yeni aracı Starex için düğmeye basar. 2002 yılında üretimine başlanan Starex, 5 yıllık üretim ömrü boyunca 86 bin adete yakın üretilir. Bu üretimin 46 bin adeti de ihraç edilir.
Hyundai, Türkiye’de üretip, ihraç ederek de kâr etmeyi keşfetmiştir. Orta Doğu ve Avrupa pazarlarına yakın bir üretim merkezi olması Hyundai Assan için avantaj olabilecek midir?
Bu süreçte Kibar Grubu ile Hyundai arasında hisse değiyşmleri yaşanır. Her yeni model yatırımında yeni hisse alan Koreliler, daha sonra hisseleri Kibar Grubu’na geri verirler. Tatlı tatlı ortaklık devam eder.
Kibar’ın niyeti Avrupa’ya yönelik yeni model
Bütün bu süreçte Koreli yöneticiler Türkiye’yi aslında yerel bir pazar olarak görmüşlerdir. Türkiye pazarında reddedilmeyecek satış rakamları elde edilmiştir. Zaman içinde yani üretime başladıktan 5 yıl sonra 2002 yılında ilk ihracat onayları alınmış ve dış satım başlamıştır. İhracatta ilk hedef Ortadoğu ve komşu ülkelerdir.
Accent, Starex ve sonra 2 yıllığına H-1 bu dönemin hem iç pazar hem ihracat örnekleri olarak, markanın Türkiye’deki 20 yıllık yol haritasında önemli kilometre taşları olur.
Daha sonraki süreçte Hyundai, Hindistan’da ürettiği Matrix adlı minivan modelini – ki arka cam çizgisinin ön camdan farklı olmasıyla farklılaşan bir araçtı- makyajlı haliyle Türkiye’de üretmeye başlar. Sene 2007’yi gösterirken, üç yılda 74 bin adetlerdeki üretim başlar. Matrix üretiminin 10 bin adeti Türkiye’de satılırken, 67 bin adeti ihracata yöneltilir ki bu Hyundai’nin de Türkiye’deki diğer otomotiv devlerinin stratejisine geçtiğini gösteriyor.
Türkiye’yi üretim üssü olarak kullanıp, maliyet avantajının etkisiyle yeni pazarlarda daha rekabetçi olma stratejisi denebilecek bu yaklaşım Matrix ile Hyundai için de Türkiye’de geçerli olmuştur.
Ve asıl hamle yeni i10 ile gelir
Hyundai Assan, ardadan geçen yıllarda ABD’den Çekoslavakya’ya kadar bir çok yeni uluslararası yatırıma imza atmıştır. Artık Türkiye fabrika yalnız değildir deniz ayırı pazarlarda. Eski Doğu Bloku ülkeleri, Türkiye’den daha iyi fırsatlar sunabilmiştir ki markanın i30 gibi Avrupa pazarlarında rekabette büyük katkısı olan kompakt hatchback modeli Çek’lere gitmiştir.
Arada yine git-gelli görüşmeler yapılmış, hisseler el değiştirmiştir. Bir ara Kibar Holding hisseleri yüzde 8 civarlarına gerilemiştir. Ama o dönemde Hyundai ASsan Başkanı Ali Kibar’ın bizzat söylediği gibi, “Üretim yapmayan bir şirketin yüzde 30’u yerine, iş yapan, büyük bir şirketin küçük hissesini tercih ederim” Tercih yapılmış ve Hyundai Türkiye4yi Avrupa’ya uygun küçük otomobil i10 için üs yapmıştır.
2013 yılında başlayan makyajlı i10 üretimi halen yeni nesliyle devam etmektedir. Bu sürede i10 üretimi haziran sonu itibariyle 373 bin gibi devasa bir rakamı geride bırakmıştır.
Türkiye pazarı için çok verimli olmayan bu aracın üretiminin 365 bine yakın kısmı ihraç edilmiştir.
Her geçen gün yeni ihraç pazarları listesine ekleyen Hyundai Assan, artık önüne geçilmez büyüme atağına başlamıştır.
i10 Hyundai Assan’ın miladıdır.
Türkiye’deki ikinci miladı yeni i20 oldu
Bu arada markanın Hindistan’dan makyaj esnasında kaptığı ikinci bir model daha var. 2010 yılında Hindistan’da üretiliyorken, makyaj sonrası Türkiye’de de üretimine karar verilen i20, yepyeni bir çıkışın işaret fişeği oldu.
Accent ve H-1 / Starex ile başlayan dışa açılma 20. yılında yepyeni bir aşamaya iyaret ediyor.
i20 ile 7 yılda 700 bin adete yaklaşan üretim ve 600 bin adete yaklaşan ihracata imza atan Hyundai Assan, şimdi yeni bir modelin daha üretimini istiyor.
Yeni lanse edilen Kona ve yine geçmiyşi Hindistan Hyundai’ye dayanan Crea. Bu iki modelden birin daha Türkiye’de üretimi sözkonusu. Henüz verilmiş bir karar yok.
Kapasite 245 bin adet. Bunun 235 bin adeti mevcut i10 ve i20 üretimi için kullanılıyor.
Ya yeni fabrika yapılacak, ya da üçüncü atak dönemi için bir süre daha beklenecek. Markanın Türkiye’deki Koreli Başkanı Kore lehçesiyle İstiklal Marşyı okuyan, Ramazan’da oruç tutan, Bayram’da çalışanlarına hediye çeki dağıtan, Cuma namazına giden dinamik bir isim.
Türkiye Genel Müdürü ise Önder Göker. 20 yıllık en eski çalışan. Hatta dünyadaki en eski deniz aşırı ülke çalışanı.
İki kaptanın yönetiminde marka bu yıl 45 bin adetlerin üzerinde bir satış rakamına ve 235 bin adetlik üretime yol alıyor.
20 yılda 6 farklı modelle 1 milyon 660 bin adetlik üretim ve 1 milyon 203 bin adetlik ihracata imza atan şirket, üçüncü atak döneminde belki de 2020 yılında bir anda 3-5 milyon adetlere ulaşan bir üs olmayı hakediyor.
Koreli markanın Accent imajını kırdığı yeni nesil i30 modeliyle başlayan algı atağı da güçleniyor. Büyüyen araçları, yeni teknolojilerle ve kaliteli işçilikle buluşuyor.
Koreli marka, Kia ile birlikte yıllık 4 milyon adetlerin üzerindeki üretim rakamlarıyla dünyanın en büyükleri listesinde endi başına ayakta durmaya devam ediyor.
1960’lardaki macerasını güçlendirerek, sürdürüyor.
Ortaklıkta beklenti 20. yıldönümü hediyesi Kona yatırımı
Bazen insan Türkiye’nin nasıl olup da treni kaçırdığını böyle öyküleri yazarken/okurken hatırlıyor.
Aslında i20 nin sedan ve/veya sw versiyonları Türkiye de üretilse satışları hem artar hemde Türkiye nin bu sınftaki ihtiyacını karşılar hesaplı bir seçenek olaarak..