Otomotivdeki dönüşüm Türkiye sanayinin de kapısında. Avrupa’ya ihracatı sürdürebilmek için yeni üretilecek araçların elektrikli, alternatif yakıtlı olmaları zorunlu. Bu aylardaki yatırımlar da devam ediyor. Halen açıklanmış durumda olan Toyota ve Ford yatırımları alternatif yakıtlı araç üretimini içeriyor. Otomotiv sanayinin yeni gündeminde alternatif yakıtlı, bağlantılı araç üretimleri bulunuyor. Türkiye’deki her üretici artık elektrikli ve hibrit araç üretimine yatırım yapacak. Bağlantılı araç da yeni dönemin olmazsa olmazı.
Avrupa’nın emisyon azaltma konusunda koyduğu hedeflere uyum açısından, Türkiye otomotiv sanayinde en büyük ihracat pazarı Avrupa olduğu için bu dönüşüme uyma zorunluluğu bulunuyor.
Bu arada yeni dönemin altyapı çalışmaları da endişeler yaratıyor. Şarj ağı için lisans alan şirket sayısı 65. Soket sayısı ise şimdilik 4 bin adet. Şarj ve dolum altyapısının yeterli hale gelmesi gerekiyor. Sadece otomobillerin değil, büyük araçları da kapsayan bir şarj altyapısına ihtiyaç doğuyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın mobilite yol haritasında 2025 yılında 53 binlik soket sayısı hedefi bulunuyor.
2022 yılında Türkiye’de 7.500 elektrikli araç satıldı ve toplam park 12 bine geldi. Tabii ki 2023’de Togg’un da satışa başlamasıyla bu 12 binlik rakam çok daha yukarılara gidecek.
Türkiye’nin hedefi 2025 yılında yüzde 10’luk elektrikli araç pazar payına ulaşmak. Diğer taraftan parkın da 2025 yılında 400 binli adetlere çıkması bekleniyor.
Bir diğer konu bağlantılı araçlar. Bunlardan biri katma değerli hizmet veren; araç kullanıcılarının hayatını kolaylaştıran bağlantılı hizmetler. Bir diğeri ise; akıllı hız destek sistemleri gibi bağlantı yoluyla kullanılan araçların yol güvenliklerini artıran bağlantılı teknolojiler. Bu iki konuda da hem mevzuat yönünden hem de altyapı yönünden; Türkiye’de yapılması gereken işler var. Yeni devreye girecek GSR2 homologasyonlarıyla beraber; bu bağlantı destekli güvenlik sistemlerinin de Türkiye’de devreye girmesi gerekiyor.
